Kelimeler konusunda haklısınız ama sonuç da aynı şeylerden bahsettiğimizi düşünüyorum. Allah ile kul arasına peygamber bile olsa giremez ifadesi doğru olabilir ama yetersiz. O zaman ilk insan Adem'den bu yana bir yaratıcının olduğuna inanan kavimler direk Allah ile konuşabilirlerdi neden konuşmadılar? Ki haşa peygamberler bile vahiy yoluyla melekleri vasıtası ile Allah ile görüşürken kulun böyle bir görüşmeye, hele ki böyle günahlara boğulmuş bir ahir zamanın kulları olarak talip olması haddine mi? Namaz, Kuran, peygamberler, evliyalar, dua, zikir, rabıta, ibadet, tefekkür bunların hepsi Allah'a yakınlaşmak adına birer araçtır, amaç değildir. Niyetimiz Allah'ın rızasını kazanmak ve ona yakınlaşmak ise az şey çok şeydir ama onun rızası olmadan yapılan çok şey az şeydir, hatta yok şeydir. Sizin Kur''anı Kerim'in ayetlerine dayanarak bahsettiğiniz şeylere inanan bir mümin olarak tabiki de karşı çıkamayız. Şirk konusunda bu kadar hassas olmanız şeytanın size vermiş olduğu bir vesevese de olabilir, dikkat ediniz. Bu kitapları okuyan milyonlar var ve siz onların bir çok insanın şirk içinde olduğunu söylüyorsunuz. Bıçak sırtı bir mana doğuruyor bu söyledikleriniz ama bu demek değildir ki peygamberi bize elçi olarak gönderen Allah, kulunu varlığından ve ebedi hayattan bihaber bırakacak. Şirk konusunda fetva verecek kadar fıkıh bilgim yok zaten haddime de değil. Cahilliğime verin Mevlanayı Mevla olarak gören bir kitle varsa, onu da sayenizde öğrendim. Allah ile kul arasına girilir mi? Celaleddin-i Rumi'ye Mevlana demek, kişiyi şirke götürür mü bilmem, bu sorular kalbimi yorar, beni huzursuz eder. Ama Risalet mesajının duyurulması noktasında Hz.Muhammed'e (sav) gönül verdiğini iddaa edenler; bu konuda büyük bir mes'uliyet altındadır. O mes'uliyet de şudur ki; Risalet mesajlarını başkalarına duyurmaya çalışanlar, acaba ne kadar bu temsiliyet görevinin hakkını yerine getirmektedirler. Unutulmaması gereken bir hakikat var ki; tüm Müslümanlar tebliğ görevi ile mükelleftirler; ancak tebliğ hakkıyla temsil etmekle gerçekleşir. Temsiliyetin hakkını ödemeyenler, nasıl tebliğ edebilirler ki?