Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha rahat neşeli dostlara sığınıyorlardı.
Sana olan sevgim biricik oğlumu tehlikeye atmama engel oluyor. Ama bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. Macera ise büyük bir ibadettir; çünkü O'nun eserini tanımanın başka bir yolu olduğunu görebilmiş değilim. Kendi payıma ben, dünyayı rûyalarımla keşfetmeye çalıştım. Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir. Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. Sana izin veriyorum, git. Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevmediklerimi sev ve hatta, bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun binbir halinden korkma.
Eh be kadın, ne okuttun sen bana böyle!!! Bir solukta bitti. Hikâyenin peşine düşmekten alıntı falan hak getire. Çok bizden bir aile hikâyesi. Hem de o kadar bizden ki...
Hem iç dünya hem dış dünya çok dengeli verilmiş. Capcanlı bir roman. Konuşmalar olarak tasarlanan tekniği de ustaca başarmış. Gözlerim dola dola kahkaha ata ata okudum. Sen çok yaşa emi Şermin, seviyorum kalemini.