Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşayan Şehid.

Yaşayan Şehid.
@krdnzhtckbr
Fikir işçisi, mezarının bekçisi. Evlidir ve Osman Affan'ın annesidir.
“Geçmişte olan, geçmişte kalmaz ve bir kez olmuş olmanın beraberinde getirdiği yeniden olabilme imkânı, şimdiye intikal ederek gerçekleşecek eylemlerimiz için bir zemin rolü ifa eder.” İbrahim Halil Üçer
Reklam
Evet eşyanın hakikati bilinebilir. Ancak eşyanın hayret verici fiziki oluşumları seni hakikati bildiğin yanılgısına düşürmesin. İster ilahi feyzle ile olsun ister sudur şeklinde...hakikati bilmenin şartı nefsi arzularından arındırmak, perdeyi yırt arkayı gör.
Eğer insanın dinî hayatını ve değerler dünyasını ilgilendiren görüş, düşünce ve inancı, ahlâkı, tutum ve davranışları hayvanlarla ortak yanını oluşturan aşağı duygu ve tutkularının tesiriyle yön değiştirmeye başlamışsa artık bu insan aklının kontrolünden çıkmış, güdülerinin hâkimiyetine girmiştir; böyle bir insan artık fiilen diğer canlılardan daha aşağı bir duruma düşmüş, gerçek mutluluk ve kurtuluş sebeplerinden uzaklaşarak gaflet ve dalâlete sapmış demektir. Kur’ân-ı Kerîm’in çeşitli vesilelerle bize bildirdiğine göre yüce Allah, böyle bir durumdan korunmaları için insanlara inanç ve amel dünyasını belirlemek üzere başlıca iki imkân vermiştir: Akıl ve vahiy. Râgıb el-İsfahânî’nin (ö. 502/1108) şu ifadeleri bu konudaki İslâmî yaklaşımın bir özeti sayılabilir: “Aziz ve celîl olan Allah’ın kullarına gönderdiği iki elçisi vardır. Biri içimizdeki elçidir ki bu akıldır, diğeri de dışımızdaki elçi yani peygamberdir. Hiç kimse, içindeki elçiden yararlanma işini öne almadıkça dışındaki elçiden yararlanamaz. Şu halde akıl, peygamberin öğretisinin doğruluğunu öğretir... Sonuç olarak akıl yönetici, din yol göstericidir. Akıl olmazsa din varlığını koruyamaz, din olmayınca da akıl yolunu şaşırır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün sanatlar insanın özgürlük arayışının çabasıdır.
Reklam
Bakışlarını iç dünyasına çeviren insan şuurunun mağarasında kendi gölgesiyle karşılaşır.
Boşluk, bunalım, düşünce adamının boşluğu.
Sebat gösterdiğimiz ameller, ruhlarımızla olan bağlantıyı diri tutmaya yarar ve o bağlantıyı genişletir ve derinleştirir. Ancak günlük hayatımızı bu bağlantıya uygun şekilde yaşamakta muvaffak olmazsak, her bir gafilane veya nefs odaklı fiil açmış olduğumuz pencereleri kapatır.
Biri kibirli ve bencil olunca bu kişiye kızarız çünkü bencillik ve kibir içimizde olduğundan ona aşinayızdır.
Bir hakikat vardır ; tek bir Allah vardır ancak farklı tecellileri mi, bu hakikatin farklı farklı veçhelerini görürüz. Sonrada kafamız karışır. Gördüğümüz farklılıkları aynı hakikatin yansımaları olarak göreceğimiz yerde hakikatin kendisi olarak algılarız. Nereye bakarsak veçhi ilahiyi görürüz ancak her gördüğümüz eşyada ve tanıştığımız insandaki ilahi tecelliler birbirinden farklıdır. Allah her gün batımından her bir buluttan kısaca yaratılmış her bir şeyden yansır.
Reklam
Duanın dilini öğrenmek, ezberlemek nispeten kolaydır. Ama kalplerimize dua etmeyi öğretmek uzun sürer. Dış her zaman içten daha kolaydır. Mesela dışımızı temiz kılmak zor değildir; bir banyoya ve temiz kıyafetler giymeye bakar; fakat içimizi temizlemek gerçekten zor olabilir. Kalplerimiz ihlâslı ibadet, şefkatli hizmet ve Allah'ın zikriyle temizlenir.
Allah'a dair olan kalbimizdeki imajı hep orada tutabilirsek o imaj diğer her şeyin önüne geçecek, her şeyden önce ve her şeyle birlikte "Hû" görünecektir.
Evvel şarj tutmayan bir pil gibiyizdir. İbâdet-tâat, virdimiz, zikrimiz ve hizmete devam ile kendimizi sürekli şarj ederiz fakat bu manevi enerji hep bitmektedir. Hayat dolma ve boşalmaların, tepeler ve vadilerin peşi sıra gelmesi haline dönüşür lakin zirvelerde hiçbir zaman kalınamaz.
Ne yazık ki bazı ebeveynler çocuklarını belli şartlarda seviyorlar. Ve çocukları da sevimli, sporda başarılı veya okulda iyi oldukları zaman sevilme hissini yaşayabileceklerini çok çabuk kavrıyorlar. Başarıları için sevildiklerini yani sevilmeye bizzat layık olmadıklarını öğreniyorlar.
628 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.