Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kubilay Gündoğan

Kubilay Gündoğan
@kubilay0703
Sıkı Okur
Dört büyük roman, üstüne iki şişe şiir içmişiz nasılız biliyor musun? Akdeniz üni- sosyal bilgiler öğretmenliği lisans Akdeniz üni- ölçme ve değerlendirme yüksek lisans
Sigarasını çay bardağına söndürdü, mektubu katladı. Sigarayı da bırakırım belki, diye düşündü; hah, dedi hemen ardından, bir sigara daha yaktı.
Reklam
Öncesi olmayan yepyeni bir gün düşündü; bir ilk güneş, bir ilk gölge, bir ilk hayat.
342 syf.
·
Puan vermedi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben çok sinirli bir halde: "- Hepsi güzel, fakat biz burada beş altı kişi oturmuşuz, yalnız memleketimizle, Padişahla, Ferit Paşa ile değil, bütün dünya ile uğraşıyoruz. Para yok, asker yok, top yok, tüfek yok, velhasıl bu savaşımızı destekleyecek elimizde bir kuvvet yok. Buna çare düşünelim. Dedim. Paşa yine gülerek : - Azizim Mazhar Müfit bu senin dediklerinin hepsi olsa o zaman bu işi annem de görebilir. Marifet bu yokluk içinde muvaffak olmaktadır. Her nedense sen bu gece sinirlenmişsin. Haydi git yat, yarına kadar bir şeyin kalmaz. Dedi.
Paşa seslendi: - Ali bize kahve yap! Ali durakladı, Paşa : - Ne o? Dedi. Ali ses çıkarmadı, boynunun bükülüşünden şeker olmadığı anlaşılıyordu. Paşa: - Peki kahveleri sade getir. Diyerek ilave etti: - Hep kabahat Mazhar Müfit'te, şeker aldırmıyor! Şaka ettiği malumdu. Parasız olduğumuzu biliyordu, parasızlığa alışmıştı artık ve eskisi kadar üzüntü duymuyordu!
Reklam
Tek tek her biri kendi ölçüsünde muazzam bir mesele olan ve haddi azamide enerji sarf mı isteyen bu meselelerle topyekun meşgul olmak, mücadele etmek; aksaklığa meydan vermemek, hedefe toplu gidebilmeyi temin eylemek, gerçekten çok çetindi ve bu işi yürütüp götürebilmek ancak Mustafa Kemal'in dev iradesine ve şefliğine bağlıydı.
Sivas Kongresindeki Manda Tartışmaları Üzerine Mustafa Kemal
"Bir milletin istiklal hakkını aramasından ve bu yolda gerekiyorsa son damla kanını akıtmasından daha tabii ne tasavvur edilebilir ? Şerefsiz, istiklalsiz, esir bir millet çocukları olarak yaşamak yerine, efendice ve kahramanca ölmek elbette ki şayanı tercihtir. Bunu anlayamamak ne garip mantıktır?"
Milli dava ancak bu inan, bu irade ve azimle tahakkuk ettirilecektir. Yaşaması ve muzaffer olması gereken naçiz şahıslarımız değil, milli kurtuluşu temin edecek olan fikirlerdir.
-Paşam, Sivas'ta galiba manda meselesi bizi çok üzecek ve yoracak... Hakikaten Paşa'nın bam teline dokunmuşum. İdealist ve heyecanlı adam, birden yerinden fırladı ve : - Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bütün bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar
Sivas'a gitmek için yalnız murahhasları tayin etmiş bulunmak kafi değildi. Üç şey lazımdı : 1) Nakliye vasıtası, 2) Paşanın karargahını nakil, 3) Delegelerin ve sivil karargahın yol ve iaşe masraflarını karşılayacak para. Bunun ikisi kolaydı. Zor olanı üçüncüsü idi. Yani, para. Erzurum'a geldiği zaman Paşa'nın sekiz yüz lira kadar birikmiş parası vardı. Bizlerin de beş on kuruşumuz. Fakat meşhur şark sözüdür : - Bu ısıya kar mı dayanır?
Reklam
Mustafa Kemal Paşa yalnız dış düşmanların memleket içinde ve kaderinde vukua getirdikleri felaket ve musibetlerle değil, iç alemdeki azılı muhasımlarla da uğraşıyor, bin bir müşkilat ve çetinliğin sağnağına tutulmuş bir halde çalışıyordu.
İngiliz himayesi, Amerikan mandası şu ve bu gibi milli istiklali baltalayıcı fikir ve telkinlerin hiçbirini her türlü propaganda, miting, neşriyat, hatta zora ve mürettep isyanlara karşı Türk milleti kabul etmemiş, Mustafa Kemal'in : - Ya istiklal, ya ölüm ! .. Parolası Türk milletinin şuur ve vicdan rehberi olmuştur.
Kubilay Gündoğan tekrar paylaştı.
Gürültüden uyuyamadığım gecelerde Dışarda hiç ses yoktu..
Ne "Celali" liğimiz ne "bagi" liğimiz kalıyordu. Damat Paşa ve Vahdettin hırs ve hiddet içinde, Kuvayı milliye ruhunu öldürmek, bizi dağıtmak, her türlü milli teşekkülü boğmak pe­şinde idi.
Cumhuriyetin Rejiminin ve İnkılapların Ortaya Çıkış Tarihi
Defteri getirdiğimi görünce, sigarasını birkaç nefes üst üste çektikten sonra : "- Amma bu defterin bu yaprağını kimseye göstermiceksin. Sonuna kadar mahrem kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir de sen bileceksin. Şartım bu ... ,, Dedi. Süreyya da, ben de : - Buna emin olabilirsiniz Paşam .. Dedik. Paşa, bundan sonra : - Öyle ise önce
1.455 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.