Kitabı okumaya başlarken yine nefes kesici bir polisiye roman okuyacağımı düşünmüştüm ama Ahmet Ümit size polisiye roman lezzeti yanında arkeoloji, yunan mitolojisi, Nazi Almanya'sı ve günümüz azınlık sorunlarını da içerisinde barındıran efsane bir şölen hazırlamış. Yalan yok, bölümlerin başında Zeus'un kendisinden anlatılan tanrılar efsanesini okurken epeyce sıkıldığımı belirtmeliyim. Ayrıca kurulan devrik cümleler bir yerden sonra gözüme battığından son derece tatsızdı. Ama olayın esasına odaklanınca bu tatsızlıklar bir zaman sonra çok da rahatsız etmemeye başladı.
Kitabımızın baş karakteri Başkomiser Yıldız, yardımcısı Tobias, kitapta yer verilen azınlık gruplar, mitolojinin cinayetlere müthiş şekilde uyarlanması, Nazi Almanya'sında yaşanmış korkunç olayların ufak ufak işlenmesi, her bölümden çıkarılabilecek çeşitli sosyal mesajlar okurken "evet işte bu!" dedirten ayrıntılardı.
Ayrıca kitabın Türkiye ayağında olaya Başkomiser Nevzat'ın dahil olması ve iki cevval polisin tanışması beni çok sevindirdi.
Pürüzsüz olay örgüsü sayesinde su gibi aktı canım kitap. Ahmet Ümit her zamanki gibi harikalar yaratmış.