Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeyma

İddia değil ikna adamı olun! İyi tartışabilirsiniz ve hatta muhatabınızı da yenebilirsiniz ama Allah, kalpleri kazanıp kazanamadığımıza bakacak. Süslü kelimeler bulup güzel cümleler de kurabilirsiniz ama Allah söylediklerimizi yaşayıp yaşamadığımıza bakacak.
Reklam
Eğer ahlâk yoksa tebliğ ve davet bir işe yaramaz. Çünkü ahlak, davetin vitrinidir. Ahlak yoksa dava içi kardeşlik de yoktur. Çünkü ahlak, dava içi kardeşliğin temelidir. Ahlak yoksa ailede huzur da yoktur. Çünkü ahlak evde huzurun kaynağıdır.
Kısır tartışmaları, boş konuşmaları, sosyal medya tartışmalarını ve dedikoduları terk edin! Çünkü hayat, konuşanların, edebiyat parçalayanların, yorum yapanların değil, ancak inananların, mücadele edenlerin, ter dökenlerin, dertlenenlerin, gözyaşı akıtanların, üretenlerin, uykusuz kalanların, bedel ödeyenlerin, sabredenlerin, vazgeçmeyenlerin, boyun eğmeyenlerin kazanabileceği bir yarıştır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Biz Müslümanız elhamdülillah. Allah'a teslim olacağız, şartlara değil! Kur'an'a göre konumlanacağız, konjonktüre göre değil! Sünnete göre tavır belirleyeceğiz, reel politiğe göre değil!"
Kötü arkadaşlardan uzak durun!
Ne kadar iyi olursan ol! İstersen evliya ol. Arkadaşın kötüyse yoldan çıkarsın. Çünkü İnsan hangi cemiyetinin insanları ile beraberse o cemiyetin huyları farkında olmadan ona da geçer. O nedenle siz daima iyilerle birlikte olun. Gördüğünüzde sizlere Allah'ı hatırlatan, konuşması ilminizi arttıran, ilmi ahireti düşünmenize yarayanlarla beraber olun!
Reklam
Mehmed Zahid Kotku Hazretlerinden (k.s) Genç Dava Adamlarına
Namaz, yaratan ile yaratılan arasında günde beş defa tekrar eden bir konuşma demektir. İşte bu ne büyük bir bahtiyarlıktır. Çünkü Allah, kulunu bırakmıyor günde beş defa huzuruna davet ediyor. Onu dinliyor. Sonra da isteklerini veriyor. Bil ki, sen geceleri uykuyu kesip namaza kalkmazsan geceler seni keser. Gaflet, kasvet seni sarar. Hiçbir şey anlamadan çekip gidersin bu dünyadan. Ancak unutmayın ibadet sadece namaz kılmak değildir. Emrolduğunuz her şeyi hakkıyla yapmak ibadettir.
Dava adamının gücü samimiyeti kadardır. Çünkü davanın çağrısı gücünü samimiyetinden alır. Samimiyetin ise ilk once davanın sahibi olan Allah'a gösterilmesi gerekir. Bu samimiyetin ilk ve önemli göstergesi her şart ve zamanda huşu ile kılınan namazlardır. Davanın sahibine karşı samimi olmayanların davanın mensuplarına karşı da samimi olması düşünülemez.
Cemaatle namazı terk edenleri ilk terk edecek nimet, bereket olacaktır.
Onlar biliyorlardı ki, namaz hassasiyeti olmayanların dava adamlığı ve mücahitliği muhakkak bir yerde zaafa uğrayacaktır. Bu zaaf ya mal ve makam imtihanı ile karşılaşınca ortaya çıkacaktır ya da şehvet ve şöhret imtihanı ile karşılaşınca patlak verecektir. Çünkü insanı kötülüklerden alıkoyan hakkıyla kılınmış bir namazdır. Namazını gevşetenler, haramlara ve günahlara karşı da gevşeyeceklerdir.
Namaz hassasiyeti olmayanlar, İslam'ı yaşanacak bir din olarak değil, savunulacak bir ideoloji olarak görürler.
Reklam
Namaz dinin direği, cihad ise onun zirvesidir. Dinin direğini ihmal edenlerin zirveye ulaşması da imkânsızdır.
Şeyh Şamil: Ruslara karşı büyük bir cihadın öncüsü oldu. Zorlu kış şartlarında ve sarp dağlarda cihad etti. Bir elinde silah diğer elinde tesbihle yaşadı. Cihad ve zikir birlikteliğini yaşayarak gösterdi. Bir çatışmada süngü göğsünden girip neredeyse sırtından çıkacak kadar bir yara açtı. Kendi köyünde tam 25 gün boyunca ağır koma halinde ve baygın olarak yattı. 25 gün sonra gözlerini açtığında başı, anasının dizindeydi. Gözlerini açınca ilk sorduğu şey "Anacığım namazım geçti mi?" sorusu oldu.
Şeyh Ahmet Yasin: Yerinden kalkamayacak ve kendi işini yapamayacak düzeyde felçliydi. Ömrünün büyük kısmı bir tekerlekli sandalye üzerinde geçti. Her an suikast ve ölüm tehlikesiyle yaşadı. Ama asla Allah'ın mescitlerini ve cemaatle namazı terk etmedi. Sapasağlam yiğitler basit mazeretlerle namazlarını geçiştirirken, iki adımlık mescide bile gidemezken o, tekerlekli sandalyesiyle gittiği bir sabah namazı çıkışı Siyonist füzelerle şehit edildi.
Allah'ına kul olamayan davasına da er olamaz. Allah'ın emirlerine değer vermeyen davasının esaslarını da umursamaz. Allah'a kulluk görevlerinde zaafa düşen dava yolunda da tõkezler. Zaten dava dediğimiz Allah'a iyi bir kul olma mücadelesi değil midir? Eğer bir dava adamı olduğumuzu iddia ediyor, ama ibadetimizle, ahlâkımızla ve yaşantımızla bunu iddiayı ispat edemiyorsak edebiyat yapmaktan başka bir şey yapamıyoruz demektir.
"Eğer toplumu uyandırmak istiyorsanız önce kendi kalplerinizi Kur'an'la uyandırın! Toplumu harekete geçirmek istiyorsanız önce kendi imanınızı Kur'an'la hareket geçirin! Toplumu ıslah etmek istiyorsanız önce kendi nefislerinizi Kur'an'la ıslah edin!"
3.714 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.