B7GA
@lB7GAl
21 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Dostoyevski'nin romanları özünde enfes biçimde sahnelenmiş diyaloglardır.
Bu koşullarda ayrı ayrı 'seslerin' derin bağımsızlığı, deyim yerindeyse, özellikle çekicidir. Dostoyevski'de bu kendine özgü, tutkuyla titreyen, alevle yanan 'sesler' fanatizminin yargısına çeşitli yaşam sorunlarını koyma eğilimi bulunduğunu varsaymak gerekir, fakat kendisi bu yargılayıcı tartışmalar sırasında sadece orada durur ve merakla bunun nasıl biteceğini ve işin nereye gideceğini düşünmektedir sanki? Durum önemli ölçüde böyledir
Sayfa 74
Şairler
Sözün metafiziği- tabii, kendi daha hassas biçimleriyle- özellikle şairlerin poetikası üzerine araştırmalarda yer alır (bizde V. İvanov, A. Belıy, K. Balmont): şair, sözü estetikleştirilmiş olarak alır, ama estetik momenti özünde sözün kendisine ait bir nitelik olarak düşünür ve böylece onu mistik ya da metafizik bir niceliğe dönüştürür
Sayfa 21
Okur Takip Önerileri
İktidara Varış
Belli bir dünya görüşüne sahip bulunan siyasal partiler, eğer bu dünya görüşünün sözde ve teoride kalmasını istemiyorlarsa, şiddete başvurmaktan başka yolları yoktur.
Sayfa 120
İçselleştirmenin sonu çöküştür çünkü dünya içinize işler, sizi karşı konulmaz bir güçle ezer o zaman.
Sayfa 132Kitabı okudu
Yürüyerek Geçtik Güneş Sistemlerinden
Edith Södergran İsveç şiirinde radikal değişimin öncüsü. Metropol olan Petrogradda geçirdiği çocukluğu sayesinde akıcı Rusça ve Almancanın yanı sıra biraz da İsveççe ve Finceyi öğrenmişti. Kendine yazı dili olarak İsveççeyi seçmiş ve İsveç şiirini daha 16 yaşında etkilemeye başlamıştır. Eleştirmenler topa tutmuş ve şiirlerinde yer verdiği erotizm yüzünden bolşevik olarak suçlamıştır. 31 yaşında tüberküloz onu bizden acımasızca almıştır ama o kısa ömrüne şiirler sığdırmış, arkadaşına yazdığı mektuplar ölümünden sonra kitaplaştırılmıştır.
Yürüyerek Geçtim Güneş Sistemlerinin Arasından adlı bu eser Edith'in yayınlanmış şiir kitaplarının toplanmış halidir. Şiirlerinde yalnızlık, aşk gibi konuları işlemiş, Alman ekspresyonizminden ve Rus sembolizmden etkilenmiştir bu akımların dizeleri arasında raks etmesi havaya değişik bir koku bırakmıştır, hüznün ve hastalığın kokusu... 
Edith Södergran
Kanla Yıkanıyor Dünya
Tanrı yaşasın diye kanla yıkanıyor dünya.
İhtişamının sürmesi için, her şeyin yok olması gerek
Sayfa 34Kitabı okudu
Suskunluğumuz
Yüreği dudaklarına götürmemelisin,
Biz sessizliğin ve yalnızlığın soylu çevresini rahatsız etmemeliyiz
Sayfa 15Kitabı okudu
İnsan kendisi için yaşamak yerine- bunu bencillik anlamında değil, gelişme anlamında söylüyorum- kendisini dış gerçekliğin acınası, güçsüz kölesine dönüştürmüştür.
Sayfa 125Kitabı okudu
Herkesin bir etkinlikle uğraşıp çoğunlukla kendisine uygun olmayan bir hayat biçimini benimsemesi, çalışma yüzünden alıklaşma eğilimini yansıtıyor.
Sayfa 125Kitabı okudu
Kozmik Anarşi
Dünya anlamdan yoksun olduğuna göre, yaşayalım işte! Belli bir amacımız, ulaşabileceğimiz bir ideal olmadığına göre, sonsuzluğun korkunç baş döndürücülüğüne atalım kendimizi çekinmeden, uzam içindeki kıvrımlarını izleyelim, alevlerinde yanıp kül olalım; kozmik çılgınlığı için, her yerini saran anarşi için sevelim onu.
Sayfa 120Kitabı okudu
Sefalete Karşı
Ben adaletsizliğe karşı göreceli bir başkaldırı istemiyorum. Yalnızca sonsuz başkaldırıyı kabul ediyorum, çünkü sonsuzdur insanlığın sefaleti.
Sayfa 115Kitabı okudu
Uykusuzluk ve Umutsuzluk
Deliler sık sık uykusuzluk çekerler, tüyler ürpertici ruhsal çöküntüleri, yaşamdan iğrenmeleri, intihara eğilimli olmaları da bundan kaynaklanır.
Sayfa 105Kitabı okudu