Kimse bana onun gösterdiği şekilde
ilgi gõstermemiști. Bir yanım acaba herkese bu şekilde, sanki dünya dõnmeyi birakmış da bir tek siz varmışsınız gibi mi hissetirdiğini merak ediyordu. Cevap ne olursa olsun, hoşuma gideceği kesindi.
Bir kaç adam bize içki ısmarladı.Digeri de numaramı almaya çalışıyordu.
-Ama ona nisanli olduğumu söyledim. Pırlantanin büyüklüğünü görünce sana rakip olamayacağını anladı.
-Rakip olamayacağını anlaması için yüzüğün büyüklüğünü görmesine gerek yok. Özellikle de sana yüzüğü veren adam bensem.
-Bana güveniyor musun?
-Hayir.
-Vay canına,bu çok kötü hissettirdi.
-Seni çok az tanıyorum. Neden güveneyim ki? Güvenimi kazanmalisin.
-Güven kazanması gereken tek kişi sen değilsin.
-Güvenini hemen sunsaydin berbat bir iş kadını olurdun. Güvenini kazanmami sağladığın için sana daha çok saygı duyuyorum.
-Ah,yaşasın! Saygını kazandım..
"Bana şantaj mi yapacaksın?"
"Hayir, sadece istediğim şeyi elde etmeme yardımcı olacak araçları kullanıyorum. Senin de bana ihtiyacın yokmuş gibi davranma."
"İhtiyacım yok. Bu yüzden geri aramadım seni psikopat."
"Ben de seni özledim bebeğim."
"Ben iyi biriyim. Bunu simdi göremiyor olabilirsin ama göreceksin."
-"Bu hic bir şeyi değiştirmeyecek."
-" Bu koca bir yalan, bu her şeyi değiştirecek."
Bu bir güç mücadelesi degil;ask mücadelesi. Ben içimdeki harap meydanla savaşıyorum., sen kalbine karşı gururunla. Yanlışlarım ve doğruların hep kapistiginda birlikte yara alıyoruz. Aynı hengameden çıkıp yine birbirimize tutunuyoruz.
Sevmek icin tanımaya gerek var mı?
-yok mu?
-Ben seni tanımadan sevdim! Bu tenlerin seçimi, kalplerin çığlığıydı. Aşka adanacak yarım bir adamın ömür borcu gibiydi sana düşüşüm.
-Neden görmüyorsun beni? Aşkımın engin denizleri sana kucak açmışken ,neden siddetimin koruna gömülüp kaldin? Duy beni. Ben mezarımı bile senden ayrı düşünemiyorum... anla artik