Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

lilith

Sabitlenmiş gönderi
Tatlıhayat kurbanları, gene nereye?
Reklam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşamında ilk defa, onun hayal gücü dışında, kendi başına bir öykü oluşuyor ve o seyirci kalıyordu!
En kötüsü bu da değil, yaptığımız evler! Bunlar aslında ev bile değil. Bunlar, bunlar ruh ambarları bunlar!
Reklam
Oysa zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti. İnsanlar zamandan tasarruf ettikçe, zaman azalıyordu.
En dayanamadıkları şeyse sessizlikti. Çünkü sessizlikte gerçek yaşantılarının nasıl olduğunun farkına varıp korkuya kapılıyor ve hemen gürültüye başlıyorlardı. Tabii, öyle çocuk bahçesinden gelen neşeli bir gürültü değildi bu. Kenti günden güne dolduran, sinir bozan ve huzursuz eden bir gürültüydü.
Gerçi zaman tasarrufu yapanlar, tiyatro harabesinin oralarda oturanlardan daha iyi giyiniyorlardı. Daha çok para kazanıp daha çok harcıyorlardı. Ama yüzleri asıktı, yorgun ve keyifsizdiler, gözleri dostça bakmıyordu.
Ama bazen öyle anlar olur ki hiçbir şeyin değeri kalmaz.
Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır, zamandır. Onu ölçmek için saatler be takvimler yapılmıştır ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı ve uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.
345 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.