a
@lotsofdream
Hukuk
İstanbul/Eskişehir
50 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
İnsanların ahlaksız diye nitelediği kitaplar insanları kendi ahlaksızlıklarıyla yüzleştiren kitaplardır.
Sayfa 250Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Eğer bizi seveni biz mahkum edersek, ya fenalık etmek isteyene ne yapacağız?
Sayfa 108Kitabı okudu
Gökyüzüne uçmak için yaratılmış insanoğlu! Böyle en ufak rüzgar esintisiyle yere yuvarlanmana sebep ne?
Sayfa 88Kitabı okudu
Burada fısıldanan sözlerden sana ne? Sen peşimden gelmeye bak, bırak onları, ne derlerse desinler! Fırtınalar karşısında tepesi asla eğilmeyen sağlam bir kule gibi metin ol, çünkü bir kimse ki bir düşüncesi varken kafasının içinde bir başka düşünce belirmiştir, bu düşüncelerden biri ötekinin gücünü azalttığı için, o kimse daima hedefinden uzaklaşır.
Sayfa 38Kitabı okudu
Gördüklerini geride bırakmakla iş bitmiş sayılmaz. Sözlerimi iyi anladınsa, onlardan yararlanmasını bil.
Sayfa 223Kitabı okudu
Şiir söylemek öyle sanırız ki her şeyi anlatmak değil, anlatılmayanı bize duyurmak, bir vuruşta içimizde birçok titreşimler meydana getirebilmektir. Eğer böyle ise Dante bu alanda rakipsizdir.
Sayfa 59Kitabı okudu
Dante’nin düşlediği Cehennem’de insanları cezaya çarptıran Tanrı değildir. Aslında zaten ceza diye bir şey yoktur, ceza dediğimiz şey bir tercih konusudur. Günahkarlar tüm kurtuluş kapıları ardına kadar önlerinde açık dururken Araf’a veya Cennet’e gitmek istememişler, acı çekilen yeri, yani Cehennem’i tercih etmişlerdir. Kullarından işledikleri günaha karşı öç alan Tanrı değildir. Günahkar kullar bağışlayıcı olan Tanrı’ya sığınmaktan kaçınmışlar, bir başka deyişle kendi kendilerini cezaya çarptırmışlardır.
Sayfa 39Kitabı okudu
Olağanüstü zamanların büyük dehaları yaratmasa bile harekete geçirdiği, olgunlaştırdığı bir gerçektir.
Sayfa 36Kitabı okudu
Hepsi cesur değildiler. Fakat hepsi cesaret taslıyordu. Brotteaux buna şaşmadı. İnsanların zalimliklerini, hiddetlerini hatta hasisliklerini kolaylıkla itiraf ettiklerini, fakat hiçbir zaman korkaklıklarını söylemediklerini bilirdi. Çünkü böyle bir itiraf, vahşiler yanında hatta medeni bir sosyal durum içinde bile onları bir ölüm tehlikesi karşısında bırakırdı.
Sayfa 176Kitabı okudu
İnsanları ne halde iseler ona göre idare etmeli, yoksa temenni ettiğimiz seviyeye varmış yaratıklar gibi sayıp ona göre idare etmeye kalkmamalı.
Sayfa 107Kitabı okudu
Hürriyetle beraber ölmeye yemin ettim, artık hürriyet yok, ben de ölüyorum.
Sayfa 86Kitabı okudu
Gelecekten haber vermeyi meslek edinenlerin zengin olanları pek azdır. Kendilerinin hilecilikleri çarçabuk fark edilir. Yalan söylemeleri nefreti çeker. Fakat geleceği gerçek olacakları haber verebilselerdi onlardan daha ziyade nefret etmek gerekirdi. Çünkü bir adam başına geleceği bilince hayat dayanılmaz bir şey olur. İstikbalde birtakım fenalıklar olacağını öğrenirse daha evvelinden onlardan acı duyar, elindeki nimetlerden zevk almaz, çünkü çok geçmeden yok olacaklarını öğrenir. Bilmemek, insanların saadeti için en esaslı şarttır. İtiraf etmek gerekir ki, çok kere bu şarta uyarız. Biz kendimizin hemen hiçbir şeyimizi bilmeyiz. Başkalarının da hiçbir halleri bizce malum değildir. Bilmemek, bizim rahatımızı ve sükunetimizi sağlar. Yalan bizim saadetimizdir.
Sayfa 63Kitabı okudu
Şimdi vatansever şehirliler bu yalancı kulübelerde, yalancıktan harap olmuş tenhalık yerlerinde, yalancı mezarlar arasında içerek, dans ederek, sevişerek eğleniyorlardı. Çünkü hepsi de tabiatın aşığı ve Jean Jacques’ın öğrencisiydiler. Kalpleri aynı suretle duygulu ve felsefeyle doluydu.
Sayfa 51Kitabı okudu