İnsanların ekseriyeti, neşesini paylaşmaya acısını gizlemeye meyillidir. İçinde
bulunduğumuz asırda bu durum daha da belirgindir. Her şeye rağmen güçlü durmalı,
mutluluğu iliklerimize kadar hissetmeliyiz.
Ss subayları koğuştaki teftişe, tutsaklara hemen hemen hiç bakmadan doğrudan duvarları, yeri, eşyaları inceleyerek başlamışlardı. Almanlar işte böyle düzenliydiler: önce mekân, sonra içindekiler
Üniversite, eğitim değil, öğretim verir; yani insanın kişiliğini, ahlakını, alışkanlıklarını, davranışlarını daha iyi hâle getirmez, sadece bilgi verir ve sistematik düşünmeyi öğretir.