Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mahmut Keçeci

Mahmut Keçeci
@mahmutkececi
Mesele puan toplamak veya takipçi kazanmak değil, etkileşimlerle kitapla hayat arasındaki kesişim yollarını birlikte keşfetmektir. Çünkü bilgi bilince dönüşmezse, okuma oburluğu zihinsel bir obeziteye dönüşür.
Avukat
Marmara Üniversitesi / Hukuk Fakültesi
Konya
992 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Bir bedenin içine girdiğinde onu tanımak zor değil. Maria Pa­dilha zırlıyor, uluyor, küfrediyor, çok kötü bir biçimde gülüyor ve trans hali sona erdikten sonra pahalı içkiler ve ithal sigaralar istiyor. En önde gelen tanrılara ve şeytanlara karşı bilinen etkisini kullanmaya lütfetmesi için çok dil dökmek ve ona kraliçe muamelesi yapmak gerekiyor.
Reklam
O Exu'nun kendisi, ama aynı zamanda da Exu'nun kadınlarından biri, yani bir anlamda ayna ve sevgili: Maria Padilha, Exu'nun infaz ateşlerinin üzerinde düzüşmekten hoşlandığı dişi şeytanların en fahişesi.
Huastek gecesinin tanrıçası, Meksika ayı Tlazolteotl, Azteklerin maço panteonunun içinde kendisine küçük bir yer edinebilmişti. ​​​Anaların anasıydı; lohusaları ve ebeleri koruyor, tohumların bitki olmaya giden sürecini yönetiyordu. Aşk ve aynı zamanda da çöp tanrıçasıydı; dışkı yemeye mahkum edilmişti, doğurganlığı ve şehveti temsil ediyordu. ​​​Havva gibi, Pandora gibi Tlazolteotl'un suçu da erkekleri yıkıma sürüklemekti; onun gününde doğan kadınlarsa, zevke mahkum halde yaşıyorlardı. ​​​Toprak hafif sarsıntılarla ya da yıkıcı bir depremle sallandığında, hiç kimse şüphe duymuyordu: ​​​"Bu o," diyorlardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1919'da, devrimci Rosa Luxemburg Berlin'de katledildi. ​​Katiller onu dipçik darbeleriyle öldürüp bir kanalın sularına attılar. ​​O esnada ayakkabısının teki yere düşmüştü. ​​Bir el ayakkabıyı çamurun içinden aldı. ​​Rosa ne özgürlük adına adaletin, ne de adalet adına özgürlüğün feda edildiği bir dünya istiyordu. ​​Bir el her gün, tıpkı o tek ayakkabıya yaptığı gibi, bu bayrağı da çamurun içinden çıkarıyor.
1951 yılında Kahire'de bin beş yüz kadın parlamentoyu işgal etti. ​​​Saatlerce orada kaldılar, çıkarılmalarının bir yolu yoktu. Parlamentonun bir yalandan ibaret olduğunu, çünkü halkın yarısının seçme ve seçilme hakkından mahrum olduğunu haykırıyorlardı. ​​​Göğün temsilcileri olan dini liderlerin yanıhysa gökten bile duyuldu: Oy kullanmak kadını alçaltır ve doğaya aykırıdır! ​​​Ulusalcı liderler ve ulusun temsilcileri, kadınların oy kullanmasını destekleyenleri vatana ihanetle suçladılar. ​​​Oy kullanma hakkını elde ehnek için epey mücadele ettiler, ama en sonunda amaçlarına ulaşhılar. Bu, Nil'in Kızları Birliği'nin başarılarından biri oldu. Fakat hükümet bu birliğin siyasi bir partiye dönüşmesine izin vermedi ve hareketin sembolü konumundaki Doria Şhafik'i ev hapsine mahkum etti. ​​​Bunda hiçbir tuhaflık yoktu. Neredeyse bütün Mısırlı kadınlar zaten ev hapsine mahkumdular. Babanın ya da kocanın izni olmadan bir adım bile atamıyorlardı ve birçoğu evden sadece üç vesileyle çıkıyordu: Mekke'ye gitmek için, kendi düğününe gitmek için ve kendi cenazesine gihnek için.
Reklam
"Dünyadaki kadınların eşit haklara ulaşması yolunda bisikletin yaptığını ne başka bir şey ne de başka bir kimse yaptı," diyordu Susan Anthony. ​Mücadele arkadaşı Elizabeth Stanton da şöyle diyordu: ​​​"Biz kadınlar oy kullanma hakkına doğru pedal çeviriyoruz." ​​​Philippe Tissie gibi bazı doktorlar bisikletin düşük ve kısırlığa sebep olabileceği konusunda uyarırken, başka meslektaşları bu edepsiz aletin ahlaksızlığı teşvik ettiğini, zira mahrem yerleri seleye sürtündükçe kadınların zevk aldıklarını savunuyorlardı. ​​​Gerçek şu ki, bisiklet yüzünden kadınlar kendi başlarına çıkıp dolaşıyor, evden uzaklaşıyor ve özgürlüğün tehlikeli zevkini tadıyorlardı. Ve yine bisiklet yüzünden, pedal çevirmeyi engelleyen o bunaltıcı korse elbise çıkıp müzedeki yerini alıyordu.
Mahmut Keçeci tekrar paylaştı.
*Hindistan' daki İngiliz adaleti üzerine: Bize yoksul köylünün kendini savunmak için İngiliz adaletine sahip olduğu söyleniyor. Gerçek böyle değil. Hiç kimse kullanamadığı bir şeye sahip değildir.
Güzel ve bereketli genç kadın; onun görkemi ve tarzı ilahi özelliklere sahipti. ​​​Tutmosis'in büyük kızı alçakgönüllü bir biçimde böyle tasvir edilmiş. Savaşçı bir babanın savaşçı kızı olan Hatşepsut tahta çıktıktan sonra kendisinin kraliçe olarak değil kral olarak tanınmasına karar verdi. Mısır daha önce birçok kral anası, birçok kraliçe görmüştü ama gerçek bir hükümdar olan güneşin kızı Hatşepsut onların hepsinden farklıydı. ​​​Ve bu memeli firavun mihver kullandı, erkek kıyafeti giydi, takma sakal taktı ve yirmi yıl boyunca Mısır'a ihtişam ve bolluk yaşattı.
1955'ten 1970'e kadar Alman kadınlarının futbol oynaması yasaktı. ​​Alman Futbol Federasyonu'nun gerekçesi şuydu: Top kapma mücadelesinde kadın zarafeti ortadan kalkıyor, beden ve ruh bazı hasarlara maruz kalıyor. Bedenin sergilenmesi de ahlaken sakıncalı.
2003 yılında Üçüncü Dünya Kadın Futbol Şampiyonası yapıldı. ​​Turnuvanın sonunda Alman futbolcular şampiyon oldular; 2007 yılında da dünya kupasını yine onlar kaldırdı. ​​Ancak buralara dikensiz bir gül bahçesinden geçerek gelmediler.
Reklam
Kırk yıl sonra bir başka Galiçyalı kadın, Emilia Pardo Bazan, bir İspanyol üniversitesindeki ilk kadın öğretim üyesi oldu. Hiçbir öğrenci onu dinlemeye layık bulmuyordu. Derslerini boş sınıflara veriyordu.
Concepci6n Arenal, 1840'larda Hukuk Fakültesindeki derslere, göğüslerini çift korseyle gizleyip erkek kılığına girerek devam etmişti. ​​​​​1850'lerde, uygunsuz saatlerde uygunsuz konuların tartışıldığı Madrid toplantılarına katılabilmek için erkek kılığına girmeye devam ediyordu. ​​​​​Ve 1870'lerde, saygın bir İngiliz örgütü olan Cezaevi Reformu İçin Howard Topluluğu onu İspanya temsilcisi olarak atadı. Atama belgesi Sir Concepci6n Arenal adına düzenlendi.
Concepci6n Bütün yaşamını cezaevleri cehennemine karşı canla başla mücadele ederek ve ev kılığına girmiş cezaevlerinde tutsak olan kadınların itibarı için çalışarak geçirdi. "Suç herkesin olduğu zaman, aslında hiç kimsenindir," diyordu.
Aşkları, gönül maceraları ve aşıkları oldu ve bütün bunları neşe içinde yaşadı; ancak ruhban sınıfı tarihi bunların ağza almaya utanılacak davranışlar olduğunu söylüyor.
ancak ruhban sınıfı tarihi bütün bunların, onun bir anda yörüngesinden çıkan kadınlık heyecanının ve bulaşıcı bir zehirle dolu zihninin ani bir patlamasından başka bir şey olmadığını, söylüyor.
9,6bin öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.