Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muçteba Çatalbaş

İnsanlara yaşama değer vermeyi, onu korumayı öğretin. Onlara sert Suomi'mizde bile her köylü ve işçinin iyi, sağlıklı ve makul bir hayat yaratabileceğini söyleyin.
Reklam
... iletişim başlı başına bir amaç değil, iletişim olsa olsa, ötekinde kendini, kendinde ötekini görebilmek. Ötekinin aracılığıyla, ötekinin yardımıyla bir anlamda kendi kendini anlamak, kendi kendini kurmak.
Kedilerle ilişkimizde hiç ustayla çıraklık yoktur. Orada çok tuhaf bir şey vardır. Taraflar karşılıklı olarak birbirini çok güzel eğitir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dilden söz ediyorum. Türkçe diyorum ama, Türkçenin anlatı geleneği de şu ya da bu biçimde var. Buna yeni bir şeyler katabilirsek, ne mutlu bize. Nitekim uzun zamandır alışılagelmiş bir anlatı biçiminden uzaklaşmamış adam yok. Demek ki, onlar da deniyorlar. Hepimiz deniyoruz.
Reklam
Henry, Kemik Bey'e sevginin ölçülebilen bir madde olmadığını kanıtladı. Bir yerlerde her zaman sevgi bulunabilirdi, bir sevgiyi yitirmek demek bir başkasını bulamayacaksın anlamına gelmiyordu.
İşte başlıyor. Her şey siliniyor. Birer birer yok oluyor, geriye kalanlar yalnızca tuhaf olanlar, benim umduklarım değil de çok eskiden yaşadığım, ufacık şeyler. Ama korktuğumu sanma. Böyle erken ayrıldığım için biraz üzgünüm belki, biraz keyfim kaçtı ama sandığım gibi elim ayağıma dolaşmadı. Bohçanı topla dostum, yollarımız az sonra ayrılacak, geri dönüşü de yok bu işin.
Ah bir kez dokunduğunuz her şeye niçin önüne geçilmez bir sadakatle bağlanıyorsunuz, ruhunuz niçin bu kadar şiddet dolu?
Sayfa 103Kitabı okudu
Ah, insan öyle fanı ki, yaşadığından gerçekten emin olduğu bu dünyada bile, varlığının tek bir gerçek iz bıraktığı bu dünyada bile, sevdiklerinin ruhunda ve hatıralarında o da sönüp kaybolacak, hem de çok çabuk!
O beni sevmeye başladığından beri kendi gözümde değerim arttı
Reklam
İnsan aslında karmaşık bir varlık değil. Çoğunluğu zamanın büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise, özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor
İçimden
dünyalar kuruldu dünyalarda şehirler kuruldu ve birden kendimi bir şehirde buldum sokaklarda yürüyen yaşayan ve ölen insanlardankendimi bir şehirde buldum. karanlık gecelerde yürüdüm yarı aydınlık yerlerde oturdum adımı çağıran dost yüzler buldum dost dost diye haykırmak istedim içimden sevindimdüşünmedim ne başını ne sonunu düşünmedim ne kendimi ne de senin kim olduğunu yalnız senin için çok güzel rüyalar gördüm uyandım karşımda seni buldum dosttan daha dost güzelden daha başkaiçimden sevindim içimden sevdim içimden
Cep
seni rüyalarımda buldum ve çok beğendiğim için oradan çıkmak istemedim şimdi derinlikte ve genişlikteyiz ve bizzat rüya ben'imkendi kendimi görüyorum ve kendi içimde seyretmekteyim bir cebim var ki karanlıktır oradan oyuncak güneşler bahçeler ve denizler çıkar ve bıkınca onları başka bir cebime atarımen güzel oyuncağım sen bahçelerimin beni eğlendirmediği zaman gel ve beni avut
SİDHARTA
niyagrôdhâ koskoca bir ağaç görüyorum ufacık bir tohumda o ne ağaç ne tohum om mani padme hum (3 kere) sidharta buddha ben bir meyvayım ağacım âlem ne ağaç ne meyva ben bir denizde eriyorum om mani padme hum (3 kere)
Gözler Kimi Gördüler
odalarda oturdum odaları kapladım sokaklara çıktım sokakları doldurdum görünen her şey ben oldum ve her şey beni gören göz oldu ve ben görünmez oldum gözler kimi gördüler
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.