Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve

Merve
@meerrve00
Lisans
256 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim; Ceyhun nehri kanlı gözyaşımızdır bizim; Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler, Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim. Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok. Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok.
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
Reklam
O şimdi yarı Tanrı gibi bir şeydi. Ölümü de başka türlü olmalıydı. Kırk kahraman birer birer düştükten sonra o hala ayakta idi. Uzun saçları omuzlarında uçuşuyor, gözleri kıvılcımlar saçıyor, kolu yıldırım hızıyla kalkıp iniyor, her inişte bir Çinliyi deviriyordu. En sonra ölüm kızı onun eline bir sağrak sundu. Kür Şad bu acı sağrağı gözünü kırpmadan içti. Atının yelesine kapandı. Başını dayadı. Sağ elinde kılıç hala sımsıkı duruyor, sol eli sarkıyordu. Kür Şad ölmüş, fakat attan düşmemişti. Ölmüş, fakat yenilmemişti…
Sayfa 396 - İhtilalKitabı okuyor
Tarihin kırk meçhul kahramanı karanlıkta yürüyordu. En önde Kür Şad, Bozkurt soyunun o od parçası oğlu vardı. Vazifesi olan Türk budununu kurtarmak, fakat hakkı olan kağanlığı başkasına vermek için, ırkının şiir tarihine en güzel mısraı yazmak üzere, gözler ilerde, el kirişte yürüyordu.
Sayfa 371 - İhtilalKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
–Tasarladığım iş çok atılgancadır. Başarırsak budun kurtulacak. Başaramazsak, dökülecek kanlarımız geride kalanlara ödevlerini hatırlatacaktır. Ölüme karşı göz kırpmadan yapılan her saldırış, büyük bir ülkü için çekilen her kılıç, atılan her ok, çekilen her emek, bil ki boşuna değildir.
Sayfa 357 - Kür ŞadKitabı okuyor
Bozkıra gece inmişti. Gökte parlak bir ay, havada serin bir rüzgâr vardı. Yüzbaşı Sançar’ın oklarla delik deşik, kılış ve kargılarla, paramparça olmuş gövdesi toprak ananın göğsünde yatıyordu. Yattığı yer kıpkızıl kan olmuştu. Güneye dönük olan yüzü hala gülümsüyordu. Bu gülümseyen yüzde Çinlilerle alay eden, kendi kötü talihlerini yeren, Kara Kağan’a kızan bir anlam vardı. Gece, tutsaklar ufukta bile görünmez olduktan sonra, gökten melekler indiler. Ötüken’in, bu somurttuğu zaman söz etmeyen, güldüğü zaman dört yanı çınlatan hem asık yüzlü, hem şakrak yiğidin, kahraman Yüzbaşı Sançar’ın topraktan yaratılmış gövdesini toprağa bırakarak çelikten ve ateşten yaratılmış ruhunu göğe yükselttiler. Şeref ve zafer ilahileri söyleyerek uçmağa ilettiler. Yüzbaşı Sançar uçmağa varalı on üç yüzyıldan çok oldu. Onun düştüğü meçhul yerde, ay ışıklı yaz gecelerinde hala ıstıraplı kahkahalar ve şeref ilahileri işitilir. Bu ilahiler rüzgârın çıkarttığı sestir. Onu herkes işitir. Fakat o ıstıraplı kahkahaları herkes duyamaz. Onun yankılarını uzak, yakın ellerden, ancak içinde Tanrı Dağı’nın odu yanan gönüller sezer. Bu ıstıraplı kahkahalar Yüzbaşı Sançar’ın soyu, onun düştüğü yerde zafer töreni yapıncaya kadar yıllarca, belki yüzyıllarca sürüp gidecek.
Sayfa 302 - Son GülüşKitabı okuyor
Reklam
–Tanrının işine bak. Tavşan sürüsü bozkurtları tutsak etmiş götürüyor. Islak kargalar doğanları yendi be…
Sayfa 300 - Yüzbaşı Sançar / Son GülüşKitabı okuyor
Onbaşı Sülemiş ölmüştü. Fakat kılıcını hala sımsıkı tutuyor ve bu kadar ok yediği halde neden düşmediğini anlamayan asi Dokuz Oğuzların dörtnala saldırışı karşısında Gök Türk Kağanlığının kanlı sancağı gibi boynu bükük bağrı deşik duruyordu.
Sayfa 256 - İsyanKitabı okuyor
Bozkırın değişmez yasasına göre iki er burada bir ülkü, bir düşünce, bir eğlence yahut bir hiç için savaşıp vuruşacaklar, sonunda biri, belki her ikisi bir daha kalkmamak üzere düşecek, doymaz bozkır düşenin gövdesini yiyecek yaparak yaşayışına devam edecekti.
Sayfa 214 - Bozkır YasasıKitabı okuyor
Kam Kıraç Ata:
- Büyük günler geliyor!.. Dokuz yıla kalmaz; olan olur. Dokuz yıl daha geçer; katı kılıç kullanmak günü gelir… Kıtlık olunca ay parçalanacak!.. Kara Kağan’ı öldürmeyeceksin… Onu tasa öldürecek. Bir ulu şehirde toplanmış kırk er görüyorum… Aralarında sen de varsın… Yağmur yağıyor. Irmağın kıyısında dövüşüyorsunuz. Budun kurtuluyor… Adınız unutulmayacak!.. Bin üç yüz yıllık ölümden sonra dirileceksiniz… Acunun batımına dek adınız gönüllerde kalacak.
Sayfa 162 - Yüzbaşı Bögü AlpKitabı okuyor
Kür Şad’ı doğuran ana, Ne emzirmiş acap ona? Erlik, ululuktan yana Tanrı Kür Şad’dan geridir. Acunda* var nice çeri Kimi üstün, kimi geri. Kür Şad adlı Gök Türk eri Anadan doğma çeridir. Kılıcı yıldırım çeler, Attığı ok demir deler, Ölüm gelse Kür Şad güler On sekiz yıldan beridir. Yiğitlikte en ileri, Kalacak on bin yıl diri. Gök Türklerin gönülleri Şimdi Kür Şad’ın yeridir. *Acun: Dünya
Sayfa 52 - Kara OzanKitabı okuyor
Reklam
Çuluk Kağan öldü mü? Türkler başsız kaldı mı? Korkak Çinli güldü mü? Parçalanır yürekler! Kim bize kurdu tuzak? Tanrı Türklerden uzak! Kağandır yurda bezek.*
Daha biraz önce, atlıların toplandığı inişte göğüslerine kadar yükselen su, önüne geleni aparan, Gök Türk ordusunun on üç yiğidini yutan su şimdi neredeydi? Türkeli’nin, her şeyi bağrında eriten toprağı, yüzyıllarca durmadan kanla beslenen bozkırın toprağı sanki bu suları bir anda içmişti.
Sayfa 22 - 621 Yılında Bir Yaz GecesiKitabı okuyor
%67 (400/590)
10/10 puan verdi
Bozkurtlar
BozkurtlarHüseyin Nihal Atsız
9.4/10 · 14,4bin okunma
Merve
@meerrve00·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Yerdeniz Büyücüsü
Yerdeniz BüyücüsüUrsula K. Le Guin
8.2/10 · 7,3bin okunma
193 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Ömer Hayyam
Ömer HayyamCelal Kırlangıç
8/10 · 7 okunma
Bu felek tavası, şu gökyüzü, hele bir bak da gör, baş aşağı çevrilmiş. Akıllı, fikirli, anlayışlı kişilerin gönülleri, aciz ve zebun bir halde oraya düşmüş… Sürahiyle kadehin dostluğuna dikkat et: İkisi de dudak dudağa, fakat aralarına kan girmiş.
Sayfa 127Kitabı okudu
1.185 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.