Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meliha YILMAZ

Sabitlenmiş gönderi
Kötü bir kalpten başka kusuru yoktur insanın.
Reklam
Aldatılmıştım ve herkes de bunu biliyormuş. Hem sevdiğimden hem de dostlarımdan büyük bir bıçak darbesi yemiştim kalbime. Dediler ki senin üzülüp hastalanmandan korktuk. Doğru, haklıydılar. Bu durumdan sonra ağır bir kalp hastalığına yakalandım. Hâla kalbim acıyor. İnsanlar ilk olur öyle şeyler şeytana uymuştur falan dediler. İnsanların bile bile yaptıkları kötülükleri şeytana yüklemeleri ne adî bir hareketti. Her günah keçisi şeytandı. Asla insan kötü olamayacakmış gibi.Beni iş yerindeki bir kadınla aldatmadı, beni sokakta tanıştığı bir kadınla aldatmadı. Beni Fas’a giderek bir fahişeyle aldattı ve bilinir ki dünyanın fuhuş merkezi Fastır. Anlayacağınız her şeyi düşünüp her şeyi tasarlayıp bile bile aldattı.
Bir akşam evimize geldi. İçli içli ağlıyordu. Bir şeyler söylemek istiyordu ama insanın kendi acısını ortaya dökmesi kolay değildi. Kafasını kaldırdı, yeşil gözlerinden akan yaşları sildi ve terk edildiğini itiraf etti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bana her zaman soruyor; her gün, her gece, her saat. Ona gerçeği söylemiyeceğim. Daha çok kırılmasını istemiyorum. O da biliyor, biliyorum. Sadece sözcüklerle ortaya konulmasını istiyor. Ama ben de bir insanım ve benim de kalbim var. Bu acı talihsizliği ben söylemiyeceğim. Annesinin onu terk ettiğini ben itiraf etmeyeceğim.
İnce bir ruhu vardı, ince düşünüyordu ve her insanoğlu gibi herkesi de kendisi sanıyordu. Bu durum kalbinin kırılmasına neden oluyordu. Ama ne kadar kırılsa da kalbi iyilikten ve sevgiden vazgeçmeyecekti. Zaten ondan bunları bırakmasını isteyen yoktu. Sadece iyiliğini ve sevgisi daha değerli yapması isteniyordu. Mesela onu kötü insanlara vermemek gibi.
Reklam
İnsan iyi şeylerden de sıkılır. Sevgiden sıkılır, ilgiden sıkılır, şekerlerden sıkılır, mutlu olmaktan bile sıkılır. Sonra boş bir odaya geçer. Beyaz duvarları olan bir odaya.. tek başına ve uzun süre kalmak ister. Hiçbir şey düşünmeyerek ve yapmayarak.. sadece kalmak, sadece beklemek, sadece yaşadığını ve kalbinin küçük ritimlerini hissetmek..
Bu aylar çabuk geçiyor. Ama insan hep bu aylarda kalmak istiyor. Bahar aylarında..umut aylarında, sevgi aylarında, aydınlık aylarında.. Ama bu yıl bir terslik var. Hiç aydınlık olmadı. Ne kar yüzünü gösterdi ne de sıcak güneş..Rüzgar da selamlamadı bizi, yağmur da serinletmedi. Mevsimler bana küstü galiba ya da içimin dışa yansıması.. ruhum gibi durgun,sakin ve kapalı.
Gidecektik, her şeyi arkamızda bırakacaktık. Hatta giderken çok istediğim Uludağ’a çıkacaktık. Pamuk pamuk olmuş karlara gömecektik kendimizi. Belki İstanbul’a da uğrardık. Birlikte Galata’ya çıkmak harika bir anı olurdu. Artık bitiyordu her şey. Artık kurtuluyorduk neyden kurtulacağımızı bilmeden.
Seni sevmelerim hep geceyarılarında başlıyor. Geceyarılarında düşününüyorum çünkü hayatımın sorunlarını. Sonra hatırlıyorum birden. Sen olsaydın bütün sorumlarımı çözerdin. Bunu bir şekilde yapabiliyordun. Ya da.. ya da sadece kendimi teselli ediyordum.
Sana hiç söylemek istemedim. Beni sevmekten vazgeçersin diye. Ama artık kendim için yapmak zorundayım. Artık itiraf ediyorum. Bayım, sevginiz beni öldürüyor. O kadar çok seviyorsunuz ki sevginizde boğulduğumu hissediyorum. Bayım,beni artık sevmeyi bırakın!!
Reklam
Ben yanımda oturan adamı tanımıyorum. Kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Ama yüzü çok tanıdık. Önceden bildiğim birine benziyor ama çıkaramıyorum. Sanki bundan yıllar önce tanışmış gibiyiz. Ama sanmıyorum tanıştığımızı. Hatırlardım çünkü bu yüzü. Tanımadığım insanların yanında oturmayı sevmem. Kalkmak istiyorum ellerimi tutuyor. Gitme der gibi. İşte şimdi bu hareketle bir kadın olarak onu öldürmek istiyorum.
Bana gelmek için uzun yolcuklarını dinlemeyi seviyordum. Ne kadar sevildiğimi ve ne kadar çok değerli olduğumu hissettiriyordu bana. Sonra verdiğin hediyeler.. her hediyeyi rastgele değil de özenle seçmen.. her hediyenin bir anlamı olması.. her cümlende dökülen anlamlı kelimelerin.. anlamak için saatlerini harcadığımı hatırlıyorum. Her anımızı anlam yüklemen.. hepsini hatılayacağıma defalarca söz vermekten sıkıldığımı hatırlıyorum. Bu da bana ayrılacağımı ve seni bir daha göremeyeceğimi anlamamı sağlardı.
Uykulu gözlerle sana bakıyorum. Büyük bir heyecan var kalbinde. Anlatmaya başlıyorsun. Önce trenle İtalya’ya geldin. Ordan uçakla İstanbul’a indin. Bir otobüs buldun gece yarısı olmasına rağmen.Ankara’ya vardın. Sordun soruşturdun bulamadın binecek bir araç. Yoldan geçenlerden birini durdurdun. Beni de alırmısın Kayseri’ye kadar dedin onaylayınca direksiyondaki atladın arabaya. Böylelikle Kayseri’ye gelmiş oldun. İşte burada kaldın. Napacağını düşündün? Gece bitiyordu ve bana gelme süren dolabilirdi. Yürüyerek mi gelseydin yanıma? Bunu yapacak kadar çılgındın.
Hep suçluyorsun. Her zaman suçluyorsun. Her vakit suçluyorsun. Her gün suçluyorsun.Her karşılaştığımızda suçluyorsun. Ama neden suçlandığımı bir türlü anlayamıyorum. Sorguluyorum,ölçüp tartıyorum her şeyi.. ama ne yaptığımı bilmiyorum sana. En büyük suçlu benmişim. Benim yüzümden olmuş. Oynadığı kumarı ben yüzünden kaybetmiş.
Az önceki kelimeleri zor yazdım. Hatırlamak beni üzüyor. Kötü olduğundan değil. Galiba hâla kabullenemiyorum.Ölümünü.. insanlar anlayacak diye ödüm kopuyor. Sana olan büyük sevgimi.. herkese unuttum dedim. Herkes de inandı. Ben başarılı bir oyuncuyum.Bunu da senden öğrendim. Buna da geceyarılarında öğrendim.
Bir akşam karşıma çıkıp bütün hayatımı mahvedebiliyorsun. Önce her şeyi ve herkesi kırmakla başlıyorsun.En son beni kırıyorsun.Göz bebeklerimin içine baka baka.. ağlamamı bekliyorsun ama ağlamıyorum. Alışık olduğum durumlara ağlamıyorum. Zamanda geriye gitsem neyimi değiştirirdim? Senin gelme vakitlerini.. gecenin bir köründe gelip beni yatağımda uyandırdığın vakitleri.. soğuk ellerini saçlarımda hissettiğim vakitleri.. dahası da var. Önce kırıp sonra tamir etme çabaların.. yalvarışların.. affet diye ayaklarıma kapanışların.. bayım ben yapamıyorum.
406 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.