Türkiye'yi kuranlar denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar. Hükümeti ikna ettiğinizde meclis, meclisi ikna ettiğinizde ordu, orduyu ikna ettiğinizde yargı karşınıza çıkıyor. Amerikanın çıkarı için Türkiye, federal bir devlete dönüştürülmelidir. Bunun için de orduyu meclisi yargıyı tek elde toplayan başlanlık rejimine geçilmelidir. Tek kişiyi idare etmek çok daha kolaydır. Eğer o kişi tereddüt ederse onu yıkmak sorun olmaz.
Atatürk, hem Türkiye'ye hem de insanlığa, Hitler faşizmi ya da Stalin komünizmi gibi tarihsel bir parantez değil, tarihin akışını yakalamış bir devrimcinin, insanlığın gelişme sürecine uygun atılım uygulamalarını getirmiş bir devrimcidir.
“Gerçek Tayyip Erdoğan” “kadife eldiven giydirilmiş demir bir yumruk”. “sıfır sorunlu” bir dönem inşa etmeyi telaffuz ederken, kendisini “birdenbire” yanan Ortadoğu ve kuzey Afrika ülkelerinin iç ilişkilerine müdahale ederken buldu. Erdoğan İsrail karşıtı görünüyor ama İsrail'i korumak için konuşlandıracağımız füze savunma sistemine onay veriyor, Libya'nın parçalanması için destek veriyor.
Erdoğan ve AKP’li yöneticiler vizyonsuz. Analitik derinlikten yoksun. Erdoğan zayıf istihbarata ve medya dezenformasyonuna bel bağlamış. Dar dünya görüşü ve Sünni kimliği ile halkla ilişkilerinde sorumsuz davranıyor. Kendisinin Sünni görüşlü önyargılara ve duygusal tepkilere kapılmaları, birleştirici ve pratik iç/dış politikalar geliştirmelerini engelliyor.
Geleceğimi değiştirmek istiyordum. Geleceğimi başarıyla değiştirebilmem için düşüncelerimin değişmesi gerekiyordu, bunun için birlikte zaman geçirdiğim kimseleri değiştirmem kaçınılmazdı.
John Updike, "Kurucularımız çocukların ebeveynlerine yük olduklarına karar vermişler. Bundan dolayı adına okul denen hapishaneler kurmuşlar, içine de eğitim adı verilen işkence yöntemleri koymuşlar,