Sabitlenmiş gönderi
Merhameti kuşanmış yürekler asla yormaz ve yorulmazdı.
Sayfa 185
"Dünyadaki maddi, manevi bütün rızıklarını aralarında taksim ettik." (Zuhruf, 32) Herkesin isim, mal, rütbe, evlat gibi rızıklarının dünya yaratılmadan evvel, ezelde taksim edildiğini, kimsenin elinde bir şey olmadığını ve çalışmayı, sebeplere yapışmayı emrettiğinden, ona itaat etmiş olmak için çalışmak lazım geldiğini ve haset etmenin büyük zararlarından başka, zaten lüzumsuz olduğunu anladım ve Allahutaala'nın ezelde yaptığı taksime, çalışınca Rabbimin gönderdiğine razı oldum ve bütün müslümanlarla sulh üzere olup herkesi sevdim ve sevildim.
Sayfa 181
İnsanların haline baktım, herkes dünyada bir sıkıntıya girmiş, böylece dünyalık toplamaya uğraşıyorlar gördüm, sonra şu ayet-i kerimeyi düşündüm: "Dünya malından sarıldığınız sakladığınız her şey yanınızda kalmayacak, sizden ayrılacaktır. Ancak Allah rızası için yaptığınız iyilikler ve ibadetler sizinle beraber kalacaktır." Dünya için topladıklarımı, Allah yolunda harcadım, fukaraya dağıttım, yani baki kalmaları için Allahutaala'ya ödünç verdim.
Sayfa 181
Okur Takip Önerileri
Ebubekir-i Sıddık (r.a.) buyurdu ki: İnsanın vücudu ya kuş kafesine benzer ki açılınca kuş uçup kurtulur veya hayvanın ahırına benzer ki açılınca hayvan yük çekmeye, zahmete sokulur. Düşün! Bakalım sen bunlardan hangisisin? Kuş kafesi ise "Rabbine kavuş." sesini işitince uçup yükselirsin.
Sayfa 175
Fakirlere merhametle, mülayemetle muamele eyle, zenginlere ise zenginlikleri için tevazu gösterme ve onlara onun için hiç minnet eyleme ki kıyamet gününde selamet ve saadet bulasın. Hiç kimseyi incitme!
Sayfa 108
Allahutaala hazretleri buyurdular ki: Ya Musa! Bir kimse kendine verdiğim nimeti benden bilip kendinden bilmezse, nimetlerimin şükrünü eda etmiş olur. Bir kulum rızkını kendi çalışması ile bilip benden bilmez ise nimetin şükrünü eda etmemiş olur.
Sayfa 106
Her kimin edebi varsa sünnete yol bulur, ihlası olan Allahutaala hazretlerine varmaya yol bulmuş olur.
Bir kimse adabı gözetmezse yani edebi olmazsa sünnete yol bulamaz, sünneti tutmayan kimse farza yol bulamaz, farzı tutmayan da ihlasa yol bulamaz.
Sayfa 82
Görmenin idraki, her şeyin kendi elinde olmadığını kavramadır. Her şey insanın kontrolünde değildir, insan sadece üzerine düşenleri yapmakla yükümlüdür. Eksiksiz ve hatasız dahi olunsa yanlış giden, gözden kaçan, hesaba katılmayan bir şeyler olur. Çünkü insanın seçimleriyle, tercih ettikleriyle birlikte çizilen bir kaderi ve kaderiyle birlikte gelen kısmeti, talihi, nasibi vardır.
Sayfa 153
Umut bir serçedir, kimi zaman çırpınmaktan yorulur.
Sayfa 83
Hayli yürüme tecrübesi olan insan, güzelliği görür. Göz, güzelliğe değince, güzellik hayreti uyarınca hayat bambaşka bir manaya bürünür.
Sayfa 134
Biraz hızlı koşmanın coşkusu, uzun süreli bir durağanlığa sebep olabilir. Çünkü hız, yalnızca alınan mesafeyi ve kârı ifade etmez. Tüketmeyi ve tükenmeyi de ifade eder. Daha uzun bir zaman dilimine yaymak yerine bir anda yüklenilerek yapılan bir işin ardından tükenmişlik duygusu içe oturabilir. Hız, belki iyi bir çıkış yakalamadır. Yavaşlıkta ise hızın veremeyeceği bir feyiz vardır.
Sayfa 120
Bizi, başkasının gözünde değerli kılan, onun kendimiz hakkında bildikleri kadar bilmedikleridir de. İnsan, kendini sakınarak ruhunun cazibesini ve edasını korur.
Sayfa 102