Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
Yandık diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!
Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın!
«Durma düşman durma , gücünü artır
Türklüğün başına hakaret yağdır.
Uyuyan bir kavme bu felaket azdır,
Vur eski kölesi, utandır onu,
Bırakma uyusun, uyandır onu!>>
Dedelerimden kalma intikam var kanımda.
Geçmişini s... bulgarın, moskofun da...
Bir domuz görmüş gibi ayaklanır hislerim,
Alçakların sesini dinlerken mikrofonda...
Hüseyin Nihal Atsız çok büyük bir mütefekkirimizdir, pek saygı duyduğumuz abide şahsiyetlerimizden biridir ancak kendisinin şahsi dini görüşlerini Türk milliyetçiliği davasına entegre etmeye çalışmak, en hafif ifadeyle bizlere “Türkçü değilsiniz, ümmetçisiniz.” Suçlamaları yapmak abesle iştigaldir. Biz bu suçlamaları sözde Kemalistlerin milliyetçilerin arasına sızmak ve Ülkücü hareket gücünü kırmak için oportünist davranışları olarak nitelendiriyoruz. Hüseyin Nihal Atsız beyefendinin ağır tenkitlerde bulunduğu Kemalizm akımını aralarına almamalarını da “Atsız’cı…” arkadaşlarımıza tavsiye ediyoruz.
Türk Milliyetçiliği, ırkçılık temeline dayanan bir dünya görüşü değildir. Başlıca; dil tarih ve kültür anlayışına bağlıdır. Yalnız böyle bir hükümden, milletimizin meydana geliş çağındaki ırki mayamızı ve hele, soy birliğini küçümsediğimiz bir manâ asla çıkartılmamalıdır..
Yola çıktık Tanrıkurtlar yolundan,
Yandık piştik 'Kızıl Elma' derdinden.
Günde bin kez Gükbörünün ardından,
Beş yüz köpek ürüyecek Bozkurtum!
Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum!
Dokuz ışık kör zulmeti yaranda,
Dokuz sene şölen olur Turanda.
Ol Yezdan'ın va'di Kur'an'da!
Soysuz eller kuruyacak Bozkurtum!
Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum!
Türkçülük ülküsü, teb'a ve din birliğinin yalnız başına artık önem taşımadığını, millet birliğinin diğer bütün değerlerin üstüne çıkarıldığını görmekten, yaşamaktan ve denemekten doğmuştur.
Dertler gecikince gidip yokladım
Yırtık bohçalarda umut sakladım..
Kırgınlık bağını kırdım dün gece.Şişelerde mahkûm çiçek kokusu
Yağdı yüreğime renk renk korkusu..
Yok yere yokluğu vurdum dün gece.Ay doğdu, gölgeler çöktü üstüme
Hicran alev alev aktı üstüme..
Gözümü yollarda gördüm dün gece.Aydınlığa koştum karanlık çıktı
Her sevgi, her vefa bir anlık çıktı..
Güç-belâ ben bana vardım dün gece.Dosta şiir yazdım 'hatıra' dedim
Belki bir dost gele otura dedim..
Gönlümü toprağa serdim dün gece…