“Bunca yıl ne yaptın bu evin içinde?” dedim. “Hiç birini aramadın mı yanında?”
“Aramaz mı insan…Arar elbet.”
“Ya nasıl soğuttun kalbini? Sevinince kiminle sevindin?”
“Aradığım bir şey vardı, beklediğim bir kurtuluş anı, bir ‘her şey yoluna girecek’ duygusu… Başta varmayı umduğum yer neresiydi, artık pek emin değildim ama oraya varamadığım kesindi.”
“Eğer düşünceler dünyayı etkileyebiliyorsa, nasıl düşüneceğimize çok dikkat etmeliyiz. Yıkıcı düşüncelerin de etkileri vardır ve hepimizi yıkmanın, yapmaktan daha kolay olduğunu biliriz.”
“Aydınlığı karanlık takip ederdi. Düzeniyse karmaşa… Esas olan, her şeyin yitirildiğiydi. Her şey bozulurdu. Mükemmel biçimde sıralanmış kristal sonunda toz parçacıkları haline gelirdi.”