"...Kendimize kabul ettirmemiz gereken en önemli şey önemli olmadığımızdı, ukalalık taslamamız gerektiğiydi; kendimizi dünyadaki başka hiç kimseden üstün görmemeliydik. ..."
Montag, "Ne yapıyorsun... Her şeyi bir kez denemeye mi çalışıyorsun?" diye sordu.
"Bazen iki kez." Kız elindeki bir şeye baktı.
Montag, "Elinde ne var?" diye sordu.
"Yılın son karahindiba çiçeği tahminimce. Yılın bu geç vaktinde çimenlikte bunlardan bir tane bulabileceğimi sanmıyordum. Çenenin altına sürmeni söylediler mi hiç? Bak."
Kız gülerek çiçeği çenesine dokundurdu.
"Niye ki?"
"İz bırakırsa, aşığım demektir?..."
Ya şöyle olsa...?
Keşke...
Bu böyle sürerse...
"Ya şöyle olsa...?" ifadesi bize değişiklik verir, bizi hayatımızdan uzaklaştırır.
"Keşke..." ifadesi yarının görkemli yönlerini ve tehlikelerini keşfetmemizi sağlar.
"Bu böyle sürerse..." ifadesi üçü arasında en tahmin edici olanıdır, her ne kadar gerçek bir geleceği tüm karmakarışıklığı ve kargaşasıyla tahmin etmeye çalışmasa da. "Bu böyle sürerse..." ifadesi, bunun yerine günümüz hayatından bir unsuru, net, bariz ve normalde tedirgin edici bir şeyi alır ve o şey, o tek şey büyüse, her tarafa yayılsa, düşünme ve davranış tarzımızı değiştirse ne olacağını sorar.