Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mustafa erdinç

mustafa erdinç
@mmustfaa
Sabitlenmiş gönderi
orada o kadar çaresiz ve dokunaklı bir oturuşu var ki, insan gülsün mü ağlasın mı bilemiyor. Yanındaki köpek de aynı onun gibi görünüyor. Sahibine yaslanmış, oturuyor. Hala büyük ve yumuşak olan patileri iki yanından sarkıyor. Ama sahibi daha kırılgan, daha acınası ve kocaman gözleriyle dünyaya daha bir mutsuz bakıyor. Tanrı ikisinin de yardımcısı olsun.
Sayfa 375 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
''Nereden geliyorsun, Francesco?'' diye sordu sonunda, sesi acı dolu. ''Öteki dünyadan'' diye cevap verdi Francesco. ''Nereye gidiyorsun?'' ''Öteki dünyaya.'' ''Niçin türkü söylüyorsun pekiyi?'' ''Yolumu yitirmeyeyim diye.''
Sayfa 86 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
''Francesco, dostum'' diye seslendi, ''Bu duruma nasıl düştün? Kim seni bu hale getirdi böyle?'' ''Tanrı,'' diye cevap verdi Francesco gülümseyerek. ''İpek giysilerin, başındaki kırmızı tüyün, altın yüzüklerin nereye gittiler?'' ''Onları şeytandan ödünç almıştım. Hepsini geri verdim.''
Sayfa 86 - İz YayıncılıkKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zaman yuvarlaktır, çabuk yuvarlanır.
Sayfa 85 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
Yazık! Tanrı beni ne kahraman, ne korkak yapmış; ruhum hep iki şey arasında gidip geliyordu.
Sayfa 83 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Ayaklarındaki Assisi tozunu silk, ananın, babanın, insanların tozunu!''
Sayfa 82 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
Bir süre sokak ortasında durduk. Nereye gidecektik? Hangi yöne - ovaya mı, dağa mı, çöle mi, insan kalabalıklarına mı? Tanrı sağımızda da vardı, solumuzda da, ovada da, dağda da. Her yol kutsaldı.
Sayfa 82 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
''Erdem bile ılımlı olmayı gerektirir, yoksa küstahlığa döner.''
Sayfa 81 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
''Niçin böyle yaptın yavrum?'' diye sordu üzgün, parlamış gibi. ''Elâlemin önünde utanmadın mı?'' ''Hayır, piskopos, sadece Tanrıdan utanırım ben,'' dedi Francesco alçak gönüllülükle. ''Sadece Tanrının huzurunda utanırım.
Sayfa 80 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
Artık onun oğlu yok; benim de babam yok. Böylece, hesaplaşmış oluyoruz.''
Sayfa 80 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
''Anam babam yok benim, evim barkım yok; bir Tanrım var!''
Sayfa 77 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
''Gidebileydim, kaçabileydim ah! Ama ne çare!''
Sayfa 75 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
İnsan ruhu neye benziyor? Yumurta dolu bir yuvaya mı? Göklerine bakarak, yağmur bekleyen susuz toprağa mı? İnsan ruhu bir 'Ah' idi, göklere yağan bir inilti.
Sayfa 75 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
'Acelen nedir, Tanrım? Niçin beni böyle cezalandırmak istersin?' 'Seni seviyorum onun için... demiş Tanrı. Ses yumuşamışmış incelmişmiş, Francesco'nun yüreğinden çıkıyormuş.
Sayfa 72 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
Kendini yalnız duyar duymaz, secdeye varmış, toprağı öperek Tanrıya seslenmeğe başlamıştı. ''Her yerde hâzır ve nâzır olduğunu biliyorum,'' diye bağırmıştı. ''Hangi taşı kaldırsam altında sen varsın, hangi kuyuya baksam senin yüzünü yansımış olarak görüyorum; baktığım her böcek kurdunun sırtında, kanat çıkaracağı noktada, senin adını yazılı görüyorum. Demek ki, bu mağarada da varsın., şu anda dudaklarımın arasında bulunan ağız dolusu toprakta da varsın. Beni görüyor işitiyor ve esirgiyorsun.
Sayfa 71 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
7,2bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.