Aynı Yıldızın Altında sanıldığı gibi sırf ölümü, kanseri bütün şeytani olasılıkları anlatmıyor bize. Onu okurken gülüyorsunuz, üzülüyor, sinirleniyorsunuz ve elbette ağlıyorsunuz. Sevgiyi, ailenin önemini anlıyorsunuz. Ölüme sırıtabiliyor, iki insanın nasıl bu kadar uyumlu olabildiğini düşünüyorsunuz.
John yeşil gözlü bir canavar. John ezer. John ağlatır. John sövdürür. John tekrar tekrar okutur. -kitabın en yıkıcı anlarında ki duygularım.
Ben bu kitabı anlatmak için kullanacağım kelimeleri seçemiyorum çünkü gerçekten hiçbiri o statüye erişemez.
Aynı Yıldızın Altında'nın arasına yüzlerce kitap girse de hiçbiri bu kitabı unutturmayacak, hiçbiri o akıp giden sayfalarda gizlenmiş gülümsemelerin, acıların yerini tutamayacak, hiçbiri bir Gus ve Hazel olamayacak. Ve kimse Augustus gibi güzel mektuplar yazıp, sigaraya gücünü vermeden ağzında tutamayacak.
'Sonsuza dek' olarak biçilmiş bir kelimenin serüveni anca bu kadar güzel olabilirdi.
John kalbimize yerleşen bir kurguyla -ki kurgu olsa bile böyle hayatların var olduğunu düşünüyorum- seni ömrümün en iyi yazarı olarak seçiyorum.
Ben evrenin yıkma ve yok etme ihtiyacına kurban gitmeden bu kitapla tanıştığım, kitaplığımda bir çok kitap gibi bir köşede duramayacak kadar kapaktakı can alıcı rengiyle buluştuğum ve Gus'ı bir İdol olarak gördüğüm için çok mutluyum.Bu mutluluğu herkes tatmalı.