Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilek Eken

“ Aziz dostum, kuvvetli insanların hamurundansınız siz, yani gururlusunuz. Biliyorum bu gururu doğru yolda tutmanın ne kadar güç olduğunu. İnsanın kendisi için yaşamamasının, Tanrı’yı unutmamasının dindarca işler yaptığı sırada bile ne kadar güç olduğunu biliyorum. Efendimizin bir gün o kadar büyük bir kederle şöyle anlattığı insanlardan olmamak ne kadar güçtür: Bu halk dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzak.”
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
“Heyhat! Neden düşünceyle vakit geçirecek yerde ruhumuzun bütün kuvvetiyle yaşamamalı?”
İnsanın kanatları olmuş ne çıkar, bir zindanın parmaklıklarına çarpıp kırılacak olduktan sonra!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“ Ruhumuzun başka insanlar, kurallar ve değerlerden oluşan bir toplum içinde yaşamasından dolayı maruz kaldığı uzlaşma ve boyun eğmelerden diyelim…” … “ Sosyal ilişkilerin gerektirdiği kabullenmeler ve yapmacıklıklarla kirletilmemiş özgür ruhunun saf derinliklerine yapılan bir yolculuk…” 
“İzleyicinin içinde korku yaratmak ve onu dehşete düşürmek için korkunç sahneler göstermeye gerek yoktur, bunun için sadece bir tane kapı yeterlidir. Kapalı bir kapı, ardında kötülüğün patlamaya hazır olduğu br habisin varlığını yaşatan kırılgan br bariyer gibidir. İşte o zaman yapay fotoğraf karelerine gerek kalmaksızın izleyicinin içinde kendi hayaletinden doğan, tabii bir korku oluşur.”
Reklam
“Moskova'da bir restoranın büyük salonunda oturursun, kimseyi tanımazsın, seni de kimse tanımaz. Ama yine de yabancılık hissetmezsin. Burada herkesi tanırsın, herkes seni tanır. Ama yine de yabancısın... Yabancı... Ve yapayalnız...”
“Sık sık düşünürüm. Yaşama yeniden, ama bu kez bilinç­li olarak başlanabilseydi! Yaşamış olduklarımız, hani derler ya, taslak, öteki de onun temize çekilmişi olsaydı, ne olurdu acaba?”
“İşin ilginç yanı, gelecekte neyin önemli ve yüksek değer­ de, neyin zavallı ve gülünç sayılacağını bugünden hiç bilemeyişimiz. Geçmişte de Kopernik'in ya da sözgelimi Kolomb'un buluşları başlangıçta gereksiz, gülünç şeyler sayılmadı mı? Ya da herhangi bir ahmağın yazdığı zırva­ lar gerçek olarak görülmedi mi? Tıpkı bunun gibi, ola ki bize böylesine olağan görünen şimdiki yaşamımız da, gün gelecek tuhaf, yakışıksız, budalaca, pek de temiz ol­mayan ve hatta belki günahkar bir yaşam sayılacak...”
“Öyle bir zamanda yaşı­yoruz ki bir çığ yürüyor üstüne hepimizin; sancılı, güçlü bir fırtına patlamak üzere, hem de çok yakında. Öyle bir fırtına ki bu, çok geçmeden aylaklığı, umursamazlığı, çalışmaya karşı küçümseyici önyargıyı, kokuşmuş can sıkıntısını silip süpürecek toplumumuzdan. Ben de çalışacağım. Şöyle bir yirmi beş-otuz yıl sonra da çalışmayan tek bir kişi kalmayacak. Herkes çalışacak, herkes!”
“ İşte,” diye düşündü soğukkanlılıkla, “ ben gecenin karanlığında yanan o ateş gibiyim; bir süre yanacağım, sonra hiç sebep yokken sönüp hiçbir etki yaratmayacağım… karanlıkta asıkı duran bir miktar yıkımım, o kadar.”
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
“Katı olunmazsa güçlü olunamayacağını düşünürler ve kendilerini katı hissetmek için var olmayan günah keçileri yaratırlar.”
Sayfa 245Kitabı okudu
“ İnsanlar için yaşam, hoşgörülü doğanın sunduğu uyuşuk huzura kendilerini bırakmak değil, sürekli mücadele ve endişe halinde olmak, her an hayat denen o bütünsel sorunun bir parçası olan büyük sorunların sınırları içindeki küçük sorunları çözmek demekti.”
Sayfa 320Kitabı okudu
“Senin ya da benimkiler gibi değil bu anılar. Daha çok… Nasıl desem? Yaşanmış bazı olaylar ve anlar vardır… Gidecek başka yerleri olmadığı için zamanla insanlara ve nesnelere tutunurlar. Bu anılardan bazıları zamanla solarlar, parçalanıp dağılır ya da ölür gider. Ancak bazı şeyler asla ölmez. Özellikle de istisnai derecede iyi ve istisnai derecede kötü anılar sonsuza dek yaşar.”
Sayfa 117Kitabı okudu
“Dini liderlerin yaptıkları çoğu şeyin Tanrı'yla pek bir alakası yok­tur.”
“Yanlış fikirler yanlış ve kırılgan bir rahatlık sağlar”
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.