Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mütemmimcüz

ANNE; doktordur sen hasta olmadan bunu anlayıp önlemini alandır, öğretmendir dünyayı sana ilk öğreten, mimardır hayatına bir şeyleri en güzel şekilde çizmeyi ve yerine oturtmayı öğreten, psikologtur sen konuşmadan yüzündeki tebessüm eksikliğindeki %10'luk azalmadan sıkıntın olduğunu anlayan, bankacıdır aile dara düştüğünde önüne illa ki para koyan, tasarımcıdır parmakları hep iğne gibidir hayatın en ufak söküklüğünde büyümeden o sökükleri dikmeye çalışan, ressamdır iyi niyeti, merhameti, insan olmayı en güzel çizendir, iman gücünü bu dünyadaki en büyük güç olduğunu sabretmenin yerin dibine batıyor gibi görünsende başka bir yerde zirveye çıktığını anlatan en temiz insandır, bizi bizden çok düşünendir anne sabırdır, merhamettir içine ağladığını bile belli etmeyendir. Annelersiz dünya çok pis olurdu. Bütün annelerin anneler günü mutlu olsun.
Reklam
Ben altın gibi bir kalp istemiyorum Ümran Hanım. Ben kötü biri olayım ama mutlu olayım istiyorum. Ben tutunmak istiyorum. Bir şeyleri ucundan yakalamak istiyorum. Ben bir parça sevgi istedim ! Gayri Safi Milli Sevgi'den payıma düşeni istedim, çok mu şey istedim ? Benim hakkımı neden vermiyorlar albayım ? Anayasayı ihlal ediyorsunuz. Ne diyor anayasa ? "Poyraz'ı sevelim ama koparmayalım." Söylesene Albayım ! Sen ne biçim emekli albaysın, hiç mi darbe yapmadın hayatında !? Ya evladım, ben sana ne diyim ki...
Susuyorum... Bir çırpıda söylenecek onca şey olmalıyken oysa Ve varken! Yüreğimin adına adını verdiğim masal diyarlarına gidiyorum.. Geceler kuytusuna çekiyor beni.. Gönül kıyılarımda hoyrat bir sevda türküsü söyleniyor..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“… Çok şükür aşığım. Bana öyle geliyor ki bir tek insana, yüz milyonlarca insana, bir tek ağaca, bütün ormana, tek bir düşünceye, birçok düşünceye ve fikre aşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir.” /
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
/
...Gelgelelim, Beter, bize kısmetmiş. Ölüm, böyle altı okka koymaz adama, Susmak ve beklemek, müthiş Genciz, namlu gibi, Ve çatal yürek, Barışa, bayrama hasret Uykulara, derin, kaygısız, rahat, Otuziki dişimizle gülmeğe, Doyasıya sevişmeğe,yemeğe... Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri, Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret Ve asıl biz biliriz kederi...
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Reklam
"Cehalet mutluluktur demişti ya Sokrates. Yeni anladım ne demek istediğini. Bazen bilmek, haber almak kaygıyı artırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bazen bilmek, hayal kurmaya bile engel."
Ali Lidar
Ali Lidar
Sadece çocukken uyanıksındır bunu bil. Her şeyin farkındasındır, her sese dönüp bakarsın. Büyümek; uyumak ve unutmak gibidir. Ve büyüklerin dediği gibi: uyuman gerekli büyümen için...Sağır ediyorsa sessizlik ve kör ediyorsa aydınlık, sadece sana görünen ve kimseleri inandıramadığın bir hayalet gibi yanı başında oturuyorsa yalnızlık, bu gece..Hep aynı saatte kapını çalan bir düşman gibi bekliyorsa seni ve canına kastedecek bir kılıç gibi sallanıyorsa tepende, unutabilmek için hepsini BİRAZ UYU...
"Yakacak odunum olmadığı için birkaç ceketi üst üste giyip, eldivenlerle yazdım İnce Memed'i." İnce Memed, Yaşar Kemal'in 1955 ile 1987 arasında yazdığı ve dört ciltten oluşan roman serisidir. Serinin konusu Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Çukurova'da geçmektedir. Seri, Anadolu halkının geri kalmışlığı, köy hayatının sefaleti ve ağaların tüm yöreye tamamen hakim olması üzerine bu duruma karşı bir isyan öyküsüdür. Yaşar Kemal, 1947'de serinin birinci romanını yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54'te bitirdi. Seri son romanının yayımlanmasıyla otuz dokuz yılda tamamlanmıştır. İnce Memed serisi Yaşar Kemal tarafından "Anadolu'nun destanı" olması istenmiştir. Hürriyet Pazar tarafından oluşturulan yüz kişilik jüri tarafından belirlenen "Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı" listesinde bir numara seçilmiştir. USTA IŞIKLAR İÇİNDE UYU..
İnce Memed
Yakacak odunum olmadığı için birkaç ceketi üst üste giyip, eldivenlerle yazdım İnce Memed'i. İnce Memed, Yaşar Kemal'in 1955 ile 1987 arasında yazdığı ve dört ciltten oluşan roman serisidir. Serinin konusu Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Çukurova'da geçmektedir. Seri, Anadolu halkının geri kalmışlığı, köy hayatının sefaleti ve ağaların tüm yöreye tamamen hakim olması üzerine bu duruma karşı bir isyan öyküsüdür. Yaşar Kemal, 1947'de serinin birinci romanını yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54'te bitirdi. Seri son romanının yayımlanmasıyla otuz dokuz yılda tamamlanmıştır. İnce Memed serisi Yaşar Kemal tarafından "Anadolu'nun destanı" olması istenmiştir. Hürriyet Pazar tarafından oluşturulan yüz kişilik jüri tarafından belirlenen "Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı" listesinde bir numara seçilmiştir. ALINTIDIR
Gözlerindeki kederi öperim. Alın kırışığında kanat çırpan sevgiyi. Öyle yıkık durma ne olur. Akşama düşen gün gibi.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Reklam
"Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiir nedeniyle Çar tarafından Sibirya’da hapse mahkum edilir. Hapis cezasını bitirdikten sonra anılarını kaleme aldığı “Ölüler Evinden Anılar” adlı kitabı yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Yazar, “kara halk” olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları çözümlemeye ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar. Dostoyevski hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek şaşkın şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar. Ruhu köleleştirilmiş bu köpek bir sevgi açıdır. Bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış sevgi açları iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler. Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir. Sizi gözlerinde yüceltirler. Eşit ve iyi davrandığınızda ise onların gözündeki değeriniz birdenbire düşer..."
Gaslighting
EZDİRMEYİN KENDİNİZİ !!!! Jack, her gece evdeki gaz lambasını bir önceki güne göre giderek daha fazla kısar. Karısı Bella ışığı onun kıstığını bilmez ve devamlı kocasına sorar: Primis Player Placeholder “Gaz lambası giderek daha mı az ışık veriyor.?” Jack ona sinirlenir, “Sana öyle geliyor” der. Bella ne olduğunu anlayamaz. Işığın her gün biraz
Cahil bir insanı, münakaşa ederek mağlup etmeye imkan yoktur.
288 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.