Modernite, Avrupa toplumlarının toplumsal ve tarihsel koşullarında varlık nedeni olarak bulduğu dine ve ilahi olana karşıtlığı, varlığının temel unsuru kılmış durumdadır. Dolayısıyla dinler veya ilahi olan şeyler açısından kabul edilmeyen her şeye 'özgürlük, bireysel tercihe saygı, hakşinaslık' söylemleriyle taraftar olup, dinler veya ilahi olan şeyler açısından kabul edilen ve savunulan her şeye itiraz etmekte, dine veya taraftarlarına yönelik haksızlıklara sessiz kalmaktadır. Aslında yaşanmış ve yaşanmakta olan, din ile ve din üzerinden ilahi olanla kavgadır; başka bir şey değil.
Bugünün dünyasında AVM'ler birer tapınak, tüketim kültürü de bir dindir; üstelik insanların tüm hayatlarını etkileyen, yönlendiren son derece kapsamlı ve derinlikli bir din.
"Vay başımıza gelenler!" diye bağrışacaklar, "Kim bizi (ölüm) uykumuzdan uyandırdı? (Eyvahlar olsun, diyecekler; demek) Rahmân'ın vâdettiği şey buymuş; (meğer) Peygamberler doğru söylemiş!"
"kimilerinin gerçekten özgür olabilmesi için ötekilerin köle olmaları gerekir. Uygar bir halkın kendi kültür kalıtımını sürdürebilmesi için, öteki ırkları sömürmesi ve onları tüm insan haklarından yoksun bırakması gerekir."