İstimdatname-i Hafız Paşa
Aldı etrâfı adû imdâda asker yok mudur?
Din yolunda baş verir bir merd-i server yok mudur?
Hasmı geşt ile oyunda ruh-be-ruh şeh mât eder
Cenkde bir at oynadur ferzâne bir er yok mudur?
Bir aceb girdâba düştük çâresiz kaldık meded
Âşinâlar zümresinden bir şinâver yok mudur?
Cenkde hem-pâmız olup baş verip baş almağa
Arsa-i âlemde bir merd-i hünerver yok mudur?
Def’-i bî-dâda tekâsülden garaz ne bilmezüz
Derd-i mazlûmdan suâl olmaz mı mahşer yok mudur?
Âteş-i sûzân-ı a’dâya bizimle girmeğe
Dehr içinde imtihân olmuş semender yok mudur?
***
Hâfız Ahmed Paşa’nın bu talebine karşı, padişahın cevabı şu şekilde olacaktır:
Hâfızâ Bağdâd’a imdâd etmeğe er yok mudur?
Bizden istimdâd edersin sende asker yok mudur?
Düşmeni mât etmeğe ferzâneyim ben der idin
Hasma karşı şimdi at oynatmağa er yok mudur?
Gerçi lâf urmakda yokdur sana hem-pâ bilürüz
Lîk senden dâd alur bir dâd-güster yok mudur?
Merdlik da’vâ ederken bu muhanneslik neden
Havf edersin bâri yânında dilâver yok mudur?
Râfizîler aldı Bağdâd’ı tekâsül eyledin
Sana hasm olmaz mı Hazret rûz-ı mahşer yok mudur?
Bû-Hanîfe şehrin ihmâlinle vîrân etdiler
Sende âyâ gayret-i dîn ü peyamber yok mudur?
Bî-haberken saltanat ihsân eden Perverdigâr
Yine Bağdâd’ı eder ihsân mukadder yok mudur?
Rüşvet ile cünd-i İslâm’ı perîşân eyledin
İşidilmez mi sanursun bu haberler yok mudur?
Avn-i Hak’la intikâm almağa a’dâdan meğer
Bende-i dîrîn vezîr-i dîn-perver yok mudur?
Bir Alî-sîret vezîri şimdi serdâr eylerim
Hazret-i Peygamber mu’în olmaz mı rehber yok mudur?
Şimdi hâlî mi kıyâs eylersin âyâ âlemi
Ey Murâdî pâdişâh-ı heft-kişver yok mudur?
Dergeh-i Sultân Murâd’a nâmemiz irsâline
Bâd-ı sarsar gibi bir çâbük-kebûter yok mudur?
Rimbaud'nun, ilk günah, temel günah, silinmez günah görüşü içinde olan Hristiyanlıktan çok, insanı doğuştan masum, fakat sonra hata yapabilir ve sonra tekrar ondan dönebilir biri olarak gören İslam'a yaklaşması daha makul görülebilir.
Rimbaud, bir haberciydi. O, içinde doğduğu medeniyetin yaşanmaz yanlarını gördü ve kendini ebedi medeniyet ülkesi İslam ülkelerine attı. Onun ruh soyundan gelecek batılı şairler, bizzat Avrupa'da İslamı ve medeniyetini seçecekler ve bu seçişi şaklayacaklardır. Bu eşsiz şakımalar, ataları Rimbaud'nun susuşunun kefareti olacaktır. Rimbaud, onlarda müslüman olarak dirilecektir.