Bizler her türlü -istilaya, imgelere, seslere, kokulara, temasa, fikirlere- maruzuz ve bunların çoğu içimizdeki güçlü arzuları, şiddeti, korku ve umutsuzluğu besliyor. Buda kendimizi korumamız için duyu kapılarımızdan her birinin önüne bir nöbetçi, yani dikkati koymamızı tavsiye ediyordu.