Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yirmili yaşlar öncesi üniversite yıllarımı, tüm erkeklerin tıpkı musluk suyu gibi renksiz olduğu vakitleri hatırlayınca, insanın, her şeyin, şu erkeklerin olguları, plakları ve futbol programlarını, ilginç bir şeye sahip olmamayı telafi etmek için toplama alışkanlığı geliştirdiğine inanası geliyor; ama bu, sıradan bir gencin öteki sıradan gence kıyasla karşı cinse neden daha ilginç geldiğini açıklamıyor.
Sayfa 103 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Bana ilgi duyduğunuz alanı ve sayısını söyleyin size kim olduğunuzu söyleyeyim. Bazı erkekler diğerlerinden daha çok plağa sahip, bazıları futbol hakkında daha çok biliyor, diğer bazıları ise arabalar veya ragbiye ilgi duyuyordu. Kişiliğimiz yoktu ama tutkularımız vardı. Kolayca tahmin edilebilir, ilginç olmayan tutkular. Kız arkadaşımınkiler gibi ne bizim kim olduğumuzu ele verecek; ne de yansıtabilecek tutkular. Bu, erkeklerle kızlar arasındaki en anlaşılmaz farklardan biridir.
Sayfa 102 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Artık bir entelektüeldim ve Sunday Times'da Brain Glanville bana, entelektüellerin futbolu ruhundan ötürü değil, bir sanat olarak izlemesi gerektiğini öğretmişti.
Sayfa 87 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Bir futbol taraftarı dışında kim bir düğünü hatırlamak için hafızasını yüzlerce kilometre uzaklıktaki çamurlu bir sahada debelendirir ki? saplantı zihinsel bir çeviklik gerektirir.
Sayfa 83 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Şayet erkekliğin kavgacı yanını tasvip eden ve hatta teşvik eden bir kızla karşılaşmış olsaydım, bu yanımdan kurtulma zahmetine girmezdim belki de. (Şu anti-Vietnam sloganını hatırlıyor musunuz? ''kadınlar 'hayır' diyen erkeğe 'evet' diyor!''
Sayfa 81 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Arsenal, Manchester United ve diğerleri, insanların Paul Merson ile Ryan Gigs'i izlemek için para ödediği kanaatindeler; bu elbette doğru. Ancak bu insanların büyük kısmı -yirmi sternlinlik koltuklarda oturanlar, kendilerine özel locada maç izleyenler- aynı zamanda, Paul Merson'u izleyen insanları izlemek(veya ona bağıran insanları dinlemek) için de para ödüyor. Bütün stadyum özel localarla dolu olursa, kim loca için para öder ki?
Sayfa 77 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Sonucunu değiştiremeyeceğim şeylere vaktimi ve duygularımı harcamanın, arzularını tümüyle sorgulamaksızın paylaştığım bir topluluğa ait olmanın değerini keşfettim.
Sayfa 69 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Utanç hissettim, çünkü her ne kadar yerden bitme ve yaşça küçük olsam da, ben de bir erkektim ve erkeklerdeki, o aptalca ve ham, zayıflık olarak görülen hiçbir şeyi bir türlü sindiremeyen yan, bende de vardı.
Sayfa 40 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Elbette geçmişe özlem duyuyorum, bu geçmiş hiçbir zaman bize ait olmamış bir geçmiş olsa da: Söylediğim gibi bazı şeyler daha iyi, bazı şeyler daha kötüydü ve bir insanın kendi gençliğini anlamayı öğrenmesinin tek yolu her iki yarıyı da olduğu gibi kabul etmektir.
Sayfa 30 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Eleştirel yeti korkunç bir şeydir. 11 yaşındayken, benim için kötü film diye bir şey yoktu, Seyretmek istediğim film vardı; kötü yiyecek diye bir şey yoktu, yalnızca brüksel lahanası ve ıspanak vardı; kötü kitap diye bir şey yoktu, okuduğum bütün kitaplar harikaydı. Sonra birden, bir sabah uyandım ve her şeyin değiştiğini gördüm. Nasıl olur da kız kardeşim David Cassidy'nin Black Sabbath ile aynı klasmanda olmadığını duymamış olabilirdi? Nasıl olur da edebiyat öğretmenimiz The History of Mr Polly'nin (Bay Polly'nin Geçmişi), Agatha Christie'nin On Küçük Zenci'sinden daha iyi olduğunu düşünebilirdi? O andan itibaren, bir şeyden keyif almak, nadiren yaşanan bir duygu haline geldi.
Sayfa 28 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
390 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.