“Yürüdüm. Yürüdüm. Yürüdüm. Aklımda ise tek bir görsel vardı: Babam şehit düstükten sonra günlerce boşluğa bakıp ağlayan annem. Pencereden babasını bekleyen minik Gökçen ve babasına minik bir çerçeve arkasından dokunan Gökalp. Biz... Geride kalanlar, aglayanlar, yaralı olanlar. En iyi biz bilirdik sevdiğini beklemeyi. En ufak bir kapı ve telefon sesinde yüreği pır pır
eden, günlerce yola bakan asker aileleri...”