Birçok ödül almış kitap distopya türünün belki en iyilerinden... Çok beğendiğim bir eser. Kitap için canların verildiği, kahramanımızın hakkında sorgulama yapacağı, kitabın kıymetini sonradan sonraya anlayacağı eserde bizleri olaylardan olaylara sürüklüyor.
Aptal, lanet olası bir züppenin beni yapacağı bir şeydi. Bir insana 3-5 dize verirsen kendini tüm Yaratılış'ın Tanrısı sanır. Kitaplarınla su üstünde yürüyebileceğini sanırsın.
Ona Tanrı rolü oynarsın. Oysa insanın bir televizyon odasına tohum attığında hapseden pençeden kim kendini kurtarabilmiş ki? Seni istediği şekilde büyütüp şekillendirir!
Birincisi: Böyle kitapların bu kadar önemli olmasının sebebini biliyor musun? Çünkü nitelikliler. Nitelik sözcüğünün anlamı nedir peki? Bana göre doku demektir. Bu kitabın gözenekleri var. Özellikleri var. Bu kitap mikroskopla incelenebilir. Camın altında, sonsuz çoklukla akıp giden hayatı görürsün. Gözenekler ne kadar çok olursa, bir sayfaya santimetre kare başına o kadar çok sayıda doğru kaydedilmiş hayat ayrıntısı sığdırabilirsin.. o kadar 'ebedi' olursun.
Artık Kimse dinlemiyor. Duvarlarla konuşamıyorum, çünkü bana bağırıyorlar. Karımla konuşamıyorum; duvarları dinliyor. Söylemem gereken şeyleri birilerinin duymasını istiyorum sadece. Ve yeterince uzun konuşursam belki anlamlı gelirler. Ve bana okuduklarımı anlamayı öğretmeni istiyorum.
...Kendi ısısıyla eriyen bir balmumu kukla gibi oturuyordu.
... ikinciden sonra üçüncüyü yak... o sözcüklerin bütün o saçma anlamlarını, bütün o sahte vaatleri, bütün o papağan gibi tekrarlanan fikirleri ve zamanın eskittiği felsefeleri...
Hepimiz birbirimize benzemeliyiz. Anayasa'nın dediği gibi, herkes hür ve eşit doğmaz ama herkes eşit hale getirilir. Her insan diğer herkesin suretidir; o zaman herkes mutlu olur çünkü sinmelerine yol açacak, kendilerini kıyaslayacakları dağlar yoktur.
Daha önce hiçbir zaman, varoluşumun en hararetli anında bile bu şeylerin gerçekten var olduklarını, yaşıyor olduklarını, onların ve benim varoluşlarımızın bir ve aynı olduğunu, bütün olarak da sadece sevgiyle kavranabilen, sadece kendini teslim edenin kucaklayabileceği O büyük ve muhteşem, mutluluğuna doyulmayan yaşam olduğunu böylesine güçlü hissetmemiştim " Diyen karakterimiz zengin yani bir eli yağda bir eli baldadır. Tesadüfen gittiği at yarışı ve bunun devamında gelişen olaylar zincirinden sonra birden hayatı "his" etmeye başlar. "His" Kavramıyla tanışır tam anlamıyla. Bu belli de bir uyanıştır, uyanışın hikayesidir. İyi okumalar...
Zihninizin daima uyanık olması dileğiyle. ..
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023144,4bin okunma
Fakat acı olsun, haz olsun, korku olsun, dehşet veya pişmanlık olsun, hiçbirini tek ve diğerlerinden ayrı hissetmedim, hepsi iç içe geçip erimişti; sadece hissettiğimi, yaşadığımı, nefes aldığımı duyuyordum.