Benim adım Kvothe. Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian'la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın kabul edildiğinden daha küçük bir yaşta üniversite'den atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim.Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım.
Belki beni duymuşsunuzdur.
"Binlerce yıl boyunca tarih pek çok teknolojik,ekonomik,sosyal ve siyasi devrime sahne oldu.Araç ve kurumlarımız,kutsal kitapların indirildiği zamanlardan çok farklı; ne var ki insan zihninin derinliklerindeki yapılar olduğu gibi kaldı.Kutsa kitapların sayfalarında,Konfüçyüs'ün metinlerinde,Sofokles ve Euripides'in trajedilerinde hâlâ kendimizi bulabiliyoruz.Tıpkı bizim gibi insanlar tarafından yaratılan bu klasiklere baktığımızda bizden bahsediyorlar gibi hissediyoruz.Modern bir tiyatro uyarlamasında Ödipus,Hamlet ya da Otello kot pantolon ve tişört giyip Facebook hesaplarıyla oynuyor olabilirler ama oyunun aslındaki duygusal çelişkiler hep aynı kalıyor."
"Doğal seçilim 4 milyar yıldır bedenlerimizin orasını burasını kurcalayarak amipten sürüngenlere,oradan memelilere ve sonunda Sapiens'e dönüşmemize yol açan ince ayarlar yapıyor.Sapiens'in son durak olduğunu düşünmemiz için ortada hiçbir sebep yok.Genlerimiz,hormonlarımız ve sinir hücrelerimizdeki görece küçük değişikler,taştan kesici aletler yapmanı ötesine geçemeyen Homo erectus'u uzay gemisi ve bilgisayarlar üreten Homo sapiens'e dönüştürmeye yetti de arttı bile."
"Ne var ki bizim gibi ölümlülerin aksine,onların yaşamlarının vadesi dolmayacak.Bir bombayla parçalanmadıkları ya da bir kamyonun altında kalmadıkları sürece sonsuza dek yaşayabilecekler.Bu durum muhtemelen onları tarihin en gergin insanları hâline getirecektir.Biz ölümlüler,hayatlarımızın bir gün sona ereceğini bilerek alıyoruz günlük riskleri.Himalayalar'a tırmanıyor,denize giriyor,bir caddeyi geçmek ya da dışarda yemek yemek gibi bir sürü tehlikeli faaliyette bulunuyoruz.Halbuki ebediyete dek yaşayabileceğinize inandığınızda,böyle bir sonsuzluğu riske atmak için deli olmanız gerekir"
“Sonuç olarak “barış” kelimesi yeni anlamlar kazandı.Geçmiş nesiller barışı savaşın geçici yokluğu olarak değerlendiriyordu.Bizse bugün barışa savaşın mantıksızlığı olarak bakıyoruz.”
“Kadim tarım toplumlarında tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 15’i insanlar arasındaki şiddetten kaynaklanırken,20.yüzyılda ölümlerin sadece yüzde 1’inin nedeni şiddetti.2012’de tüm dünyada ölen 56 milyon insandan yalnızca 620 bini (120 bin kadarı savaşlarda,500 biniyse bireysel suçlarla) şiddet yüzünden hayatını kaybetti.Bunun yanında 800 bin kişi intihar ederken 1,5 milyonu da şeker hastalığından yitirdi yaşamını.Görünen o ki şeker,baruttan daha tehlikeli.”