“kendi olarak sana gelen, sana gereksinimi olmadan seni isteyen, sensiz de olabilecekken seninle olmayı seçen, kendi olmasını senin ile olmaya bağlayan, o işte...”
Karne hediyesi çocuğa "okulda başarılı olmak kendi içinde değersizdir" mesajı verir. Öğrenme amaç olmaktan çıkar, araca dönüşür. Asıl amaç, hediyeye ulaşmak olur. Öğrenme değersizleşir. Çocuk, sadece öğrenmek için öğrenmelidir. Karne hediyesi bu amacı değiştirir. Gerçek öğrenme ikinci plana atılır. Örneğin, çocuk öğrenmesi zor olan işleri, başarısız olma korkusundan dolayı seçmez. Kolay İşleri seçer. Başarıyı, gelişmeye tercih eder.
Öğrenme uzun ve aktif bir süreçtir. Hemen yapıp bitirme değil, zaman, emek, derinlemesine düşünmeyi gerektirir. Ama ödül bu derin süreçleri durdurur. Çocuk en kısa ve yüzeysel yolu seçer.
Sonuçta, heyecanın da, endişenin de temelinde, altı ana duygudan bir tanesi olan korku yatar. Kişi korkusunu yönetebileceğini düşünürse heyecan, yönetemeyeceğini düşünürse endişe hisseder.