Allah, bir kimsenin perdesini yırtmak isterse onu, temiz kişileri ta'netmeye meylettirir. Allah, bir kimsenin ayıbını örtmek isterse o kimse ayıplı kimselerin ayıbı hakkında ses çıkaramaz olur. Allah, yardım etmek dilerse bize yalvarmak ve münâcatta bulunmak meylini verir. O'nun için ağlayan göz ne mübarektir. O'nun aşkıyla yanıp kavrulan yürek ne mukaddestir.
Her kuş kendi cinsiyle uçtuğu gibi, her mizaç da kendi mizâcıyla huzur bulur. Bu sebeple ünsiyet edilecek kimseler arasındaki gönül denkliği ve kalbî beraberlik, maddî denklikten ve zâhirî yakınlıktan çok daha öncelikli olarak bulunmalıdır.
-Osman Nuri Topbaş Efendi
bilakis onlar, dünyevi beklentiden uzak bir şekilde samimi bir inançla Hz. Muhammed'in ﷺ peşinde giden kişilerdi. daha sonra, beklenmeyen dünyevi kazanç geldiğinde bile dünyaya meyletmediler. bu insanların samimiyeti güneş gibi açıktır.
sırların üzerindeki karanlık ağı isteksiz omuzlarından silkeleyip atmak veya ağın içindeki bir delikten gerçek dünyaya yalnızca bir anlığına bakabilmek için tutkuyla dolu bir çaba sarf ediyorlar.
Emile Dermenghem, Uhud'da şehit olan Mus'ab b. Umeyr hakkında, Abdurrahman b. Avf'ın şu sözlerini kaydetmektedir:
"Mus'ab b. Umeyr benden daha hayırlı bir insan idi. Şehit oldu onu kefenlemek istedikleri zaman, sırtındaki cübbesi ona kefen olarak yetmemiş, başını örttüklerinde ayakları çıkıyor, cübbeyi ayaklarına çektiklerinde başı açılıyordu. Ve bundan dolayı o, bu şekilde defnedilmişti. Biz ise dünyada elde ettiklerimizi bol bol elde ettik. Ve dünyada ulaşılması gereken bir çok şeye ulaştık. Ama şuan korkuyorum. Acaba cennet nimetlerinden dünyada bize verilen bu mallar ile bize verilmesi gerekenler erken mi verilmiş oluyor? Ve dünyada elde ettiklerimizi, acaba ahirette elde edemeyecek miyiz? "
Hz. Peygamber'in eski arkadaşı, kadim bir mücahit, Abdurrahman b. Avf olup bitenler karşısında duygulanıp ağlamıştı.