Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Nuri Kelesli
Nuri Kelesli
@nyasinkelesli
"Ağladım gözyaşlarım düştü ateşe, yine de bu yangını söndüremedim." https://1000kitap.com/yazar/ahmet-kaya
Dokuz Eylül Üniversitesi-Türkçe Öğretmenliği
İzmir
Fatih/İstanbul, 6 Nisan 1999
27 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
1929'da başlayan ve 1930'lu yıllarda etkisini sürdüren Dünya Ekonomik Bunalımı eserin ana konularından biridir.
Ekonomik Bunalım'dan halk fazlasıyla etkilenir.İnsanların yaşamı olumsuz bir biçimde etkilenir.Tarımın kapitalistleşmesi ve ekonomik krizler yüzünden insanlar yoksullaşır.Bu yoksullaşma insanları yeni çareler aramaya iter ve bu insanlar ekonomik istikrarsızlıktan dolayı evlerini kaybettiği için başka topraklara göç etmeye başlarlar.
Gazap Üzümleri adlı eserde göç etmek zorunda bırakılan bir işçi ailesi ele alınmıştır.Bu aile yıllarca kendi köylerinde huzur içinde yaşamıştır fakat yaşadıkları dönemin ekonomik şartları huzurlarını bozmuştur ve bu aileyi yeni arayışlara mecbur bırakmıştır.Joad ailesi bu arayış sürecinde birçok yerde geçici olarak yaşamış,birçok tarlada çalışmış ve yıllarca tek istedikleri şey yerleşik bir düzene geçmek olmuştur.
Eserin dili oldukça sadedir.Betimlemelere bol bol yer verilmistir.Bu betimlemelerin daha güçlü olması için asıl olay ve betimlemeler ayrı bölümlerde ele alınmıştır.Boylelikle hikaye daha düzenli bir hale gelmiş ve eser daha anlaşılır olmuştur.Yazar dönemin şartlarını çok iyi yansıtmıştır.
Sarı Traktör
1950'li yıllarda geçen bu eserde Talip Apaydın kırsalın gerçeklerini etkili bir biçimde yansıtmıştır.
Özeler köyü halkı tarımla geçinir. Tarımın en büyük emekçilerinden biri hayvanlardır. Bu emekçilerin yerini yavaş yavaş teknolojik aletler almaya başlamıştır.
Kahramanımız Arif on sekiz-on dokuz yaşlarında bir gençtir. Tıpkı köylüleri gibi o da çok çalışkandır ve emeğinin karşılığını almak ister. Tam da tarımda makineleşmenin başladığı sıralarda Özeler köyünde birkaç kişide traktör vardır. Hem hızlı hem de kolaydır traktörle tarım yapmak fakat Arif'in babası İzzet Ağa gibiler için biraz zordur bu durumu kabullenmek. Çünkü bir risktir böyle yenilikler. Daha önce böyle aletlerin kullanımına tanıklık edilmediği için korkar köy halkı traktörden. Bir bakıma haksız da değillerdir. O zamanın Türkiye'sinde bu traktörleri sağlıklı bir şekilde işletecek sistem yoktur -yedek parça bulunamaması,tamir edecek ustaların köylerde olmayışı gibi sıkıntılar vardır- . Arif'in ve ailesinin traktör macerası dönemin şartlarıyla beraber çok güzel kurgulanmıştır.
Talip Apaydın köyde büyüyen bir yazarımızdır. Aynı zamanda Köy Enstitüsü çıkışlıdır. Bu etkenler eserin anlatımına yansımıştır. Köyde yaşananlar,köylülerin nasıl çalıştıkları,insanlar arasındaki ilişkilerin nasıl olduğunu sanki köyde yaşıyormuşuz gibi gerçekçi bir biçimde anlatmıştır Talip Apaydın. Eserin dili oldukça sadedir ve yazarın kurgusal becerisinden dolayı gayet akıcıdır.
Köy Enstitüleri adından da anlaşılacağı üzere kırsala eğitimi götürmüştür . Bu eğitim 17 Nisan 1940'da başlayıp , ancak 1946'ya kadar işlev görmüştür . Fikrî temelini Mustafa Kemal Atatürk'ün attığı Köy Enstitüleri , İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Âli Yücel 'in öncülüğünde yükselmiştir . Ülkemizin birçok yerinde Köy Enstitüleri kurulmuştur . Bu enstitüler hizmet verdiği sürede çok faydalı olmuştur .
Köy Enstitüleri'nde eğitim sadece kitaptan yapılmıyordu . Teorik eğitimin yanında hayatın içinden dersler de veriliyordu . Bu derslere örnek gösterecek olursak : Hayvancılık , arıcılık , çiftçilik , teknik-mekanik , el işi vb. uygulamalı dersler de veriliyordu . Kısacası örgün eğitimin yanında uygulamalı eğitim de verilmiştir . Bu uygulamalı eğitim , öğrencileri üretime yöneltmiştir . Bu üretim öylesine başarılı olmuştur ki bir süre sonra Köy Enstitüleri kendi bütçelerini oluşturup devlete maddî açıdan yük olmamaya başlamıştır . Fakat bir süre sonra politik bazı menfaatlerden dolayı sisteme yenik düşmüştür Köy Enstitüleri. Bu politik menfaatler Enstitülerin kapanmasına yol açtığı gibi , Enstitülerle ilintili olan insanların hayatlarını da olumsuz bir biçimde etkilemiştir . Enstitüler bir süre cismen varlığını sürdürmüştür . 1946'dan 1954'e kadar Öğretmen Okulları adıyla sadece fiziksel olarak devam etmiştir . Yani Köy Enstitüleri fikren 1946'da ölmüştür .
Yazarımız Mahmut Makal Köy Enstitüsü çıkışlıdır . Bu durum eserin diline yansımıştır . Eleştirel ve iğneleyici bir dili vardır . Anlatımı güçlendirmek için birçok alıntıya ve resimlere yer verilmiştir .
Okur Takip Önerileri
Bir bisiklet , sıfır lira , sekiz ay , on bin kilometre !
İstanbul'da yaşayan gazeteci Hasan Söylemez hayatından ve modern hayatın gerektirdiklerinden sıkılır ve yola çıkar . Hayatında daha önce sadece arkadaşlarından bir süreliğine ödünç olarak bindiği bisiklete , bu sefer çok uzun bir süreliğine binmeye karar verir ; on bin kilometre ! Bu kararı verdikten ve hazırlıklarını tamamladıktan sonra cebinde parası olmadan yani bir nevi paraya ve güncel hayatın gerektirdiklerine karşı çıkarak yollara düşer . Yollarda doğaya ve insanlara dokunur . Özlem duyduğumuz merhameti ve sevgiyi bulur yollarda . Birçok zorlukla savaşmak zorunda kalır . Bu savaştan galip olarak ayrılır Hasan Söylemez . Ve bu galibiyet sadece Hasan Söylemez'in değil başkalarının da galibiyetidir . Yolculuğunun sonunda çektiği fotoğraflar aracılığıyla sergiler açıp , bu sergilerin gelirleri ile bağışlar yapar . Böyle maddi faydalardan ziyade manevi faydası da dokunur insanlara bu yolculuğun . Kendisini değiştirdiği gibi başkalarını da değiştirmiştir Hasan Söylemez'in yolculuğu . Kendisinin de dediği gibi :" Yol yorgunluğu biraz da 'ol' yorgunluğudur . "
Dili ise gayet anlaşılırdır . Bu anlaşılır dilin yanında ; betimlemeler , doğa tasvirleri ve düşüncelerini çok iyi ifade etmiştir yazar . Kitabın sonlarında ise kitapta anlattıklarını çektiği fotoğraflar ile çok güzel bir biçimde desteklemiştir .
Milli Mucadele donemini anlatan bu kitap o donemin zihniyetini cok iyi yansıtmış.Coskulu bir anlatimi var ve sanki siz olaylarin icindeymis gibi heyecanlaniyorsunuz.Kitapta egitimin ve dinin dogru bir sekilde ogrenilmesinin oneminden bahsediliyor.Ve son sayfalarinda şu müthiş ve bize de yabanci gelmeyecek güncel bir cümleyle bitiyor:“Dusman ile isbirligi yapan,dusman oldugu zaman hic olmazsa milli orduya aleyhtar olan kasabanin en asagi tabakasi,en buyuk gürültü ve gosterisle gunun milliyetcileri ve kahramanlari olmuslardi.”...
