Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vâkıa bunlar bir günde olmadı. Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu. Hatta çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu.
Bu dünyada yara almadan büyüyen birinin var olduğuna inanmıyorum. Zaten insan aldığı yaralarla büyüyor, var oluyor ve kaderini yazacak olan kişiliğini kazanıyor.
“gerçek mutluluk yavaş yavaş gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla ilgilidir. mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.”
Ve güz geldi Ömür Hanım.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı...
Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım?"