Cogito ergo sum
Sıfır kitap okuyanları takip etmiyorum
Okuduğu kitapları gizleyenleri takip etmiyorum
Kitap öneri-tanıtım dışında mesaj atmayınız.
SADECE KİTAP...Biraz da KEDİ...
Sonra merak ediyorum, günlerimizin çoğunu unuttuğumuz şeyleri hatırlamaya çalışarak mı geçiriyoruz? Zamanımızın çoğunu hayatımıza doğru koşarak ya da ondan kaçarak mı geçiriyoruz? Bilmiyorum.
Programların yüzde doksan dokuzunda iyi adamlar kazanıyor, ama bu doğru değil. Demek istediğim, bunu kabullenmeliyiz. Gerçek hayatta daima pislikler kazanır. Bütün kızları, parayı, her şeyi.
Merhametsiz bir adaleti vardı. Yargıları zalimdi. Bizim iyiliğimiz için gereğinden fazla sertti. Ellerinde kir, cebinde para ve koltukaltlarında ter vardı.
Kendisinden daha iyi olan herkesten nefret eden o kıskançlık budalası heriflerden biri olduğumu düşünmesini istemiyordum, ki aslında tam olarak onlardan biriydim.
Planımız ona hemen gününü göstermekti. Bir-iki hafta beklemenin anlamı yoktu. Beklersek herifi pataklama isteğimiz sönebilirdi. Bunu kesinlikle göze alamazdık.
Bir zamanlar gördüğüm bir fare kapanı oyunu gibiydi her şey. Fare ilerledikçe etrafındaki şeyler harekete geçiyor, geri dönmesine imkân bırakmıyordu; bütün yapabildiği daha öteye gitmek ve her seferinde daha karmaşık tuzaklara düşmekti, ta ki sonuna erişinceye kadar.
Çok okunan ve bir o kadar da beğenilen bir kitapla geldim "Koleksiyoncu". John Fowles, bu ilk romanında, psikolojik sorunları olan bir gencin, uzaktan uzağa sevdiği bir genç kızı kaçırması ve ondan kendisine aşık olmasını beklemesini konu edinir.
Frederick Clegg (ya da takma adıyla Ferdinand veya Caliban), ana-babasız kalınca ruhsal rahatsızlığı olan halasının yanında büyür. Vasat bir işte çalışan Frederick, müşterek bahisten iyi bir para kazanır ve şehir dışında ıssız bir yerde müstakil bir ev alır. Amacı, platonik olarak sevdiği resim öğrencisi Miranda'yı kaçırıp bu evde zorla misafir etmek ve onun beğenisini kazanmaya çalışmaktır. Sosyapati ya da daha farklı bir kişilik bozukluğu bulunan Caliban'ın düşünemediği bir şey vardır "zorla güzellik olmaz"
Kitapta olaylar ilk bölümde Caliban, ikinci bölümde Miranda'nın ağzından anlatılır. Kitap, Caliban'ın anlatımı ile son bulur.
Farklı olarak yorumlanabilecek ve üzerinde tartışılabilecek olan pek çok konunun bulunduğu bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.