'Kendimi bildim bileli birbiri ardına kitap satın alıp duruyorum.İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir. Yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.'
Peygamberimiz "Eğer bir insan sevinçten ölseydi, cennet ehlinin hepsi sevinçten ölürdü. Eğer üzüntüden biri ölecek olsaydı, cehennem ehlinin hepsi ölürdü" buyurmuştur.
Sessizlik içinde namaza duran insanlara bakınca hayret ediyorum. Yüzlerce insanın cami dışındayken ayrı ayrı ifadeler taşıyan yüzleri, burada birbirinin aynı. Aynı yüksek, fakat görünmeyen bir gerçeğe inanmak. Yüzlerine , birbirinden asla fark edilemeyen bir imam üniforması giydirilmiş gibi...
(Pablo Neruda)
Vücudumuz yalnızca et ve kemikten ibaret değil. Bunlardan ayrı olarak bir de ruhumuz, aklımız, kalbimiz, vicdanımız var. Nasıl bedenimiz gıda istiyorsa, ruhumuz, kalbimiz de bir gıda ister.
İslamiyet de manevi yağmur gibidir. Onun güzelliğinden istifade eden birçok insan vardır. Fakat onu suistimal edenler de olabilir. Fakat bu İslamiyet'in güzelliğini değiştirmez.
Kusurlu insan başkalarının kusurlarını bahane ederek kendini mazur, olumsuz hareketlerini doğru ve zorunluymuş gibi gösterir. Böylelikle kendini içinde bulunduğu kaygılı durumdan kurtarmaya çalışır.
"Müslüman (veya Mümin) bir kul abdest aldığında, yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile - veya suyun son damlasıyla- yüzünden dökülür iner. Ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte - veya suyun son damlasıyla- ellerinden dökülür iner. Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile - veya suyun son damlasıyla- dökülür iner. (Abdest tamamlanınca) günahlardan arınmış olarak tertemiz çıkar. "
"De ki: Ey nefisleri aleyhine (günah işlemekte) ileri giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. "
(Zümer, 53)
Cenab-ı Hak senin ibadetine, belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen ibadete muhtaçsın. Çünkü sen manen hastasın. İbadet ise, senin manevi yaralarına ilaç hükmündedir.