Şebnem Kaya

Hayal görmenin en kötü tarafı dokunma isteğini karşılayamamaları. Çünkü üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin mutlu görüntülere rastlamak halen mümkün. Ölülerin en kötü huyuysa konuşmamaları. Allah, keşke diyorum, hiç olmazsa bu kadarını ayarlasaydı. Babaların sesi çok özleniyor.
Reklam
Kader, kaprisli bir demiryolu makasçısı gibi. İnsanları bir araya getirip sonra ayırıyor. Canı isterse onları yeniden karşılaştırıyor. Üstelik bu karşılaşmanın yollarını insan en çılgın fantezilerinde bile hayal edemiyor.
Öyle güzel bir kafaydı ki çocukluk mereti, bugüne kadar ne içtiysem, ne denediysem, hiçbiri beni tekrar oraya götüremedi. Nasıl götürsün? Tanıdığımız herkesin hayatta olduğu, ölümsüz yıllardı o zamanlar. Herkes çivi gibi dipdiri ayaktaydı. Teyze, amca dediğimiz insanlar dahi en fazla bizim şimdiki yaşımızdaydı. İnanmıyorsan git bak, bütün o teyzeler hâlâ en vatkalı, en permalı halleriyle ordadırlar. Rüya gibi... Sanırım bu nedenle rüyalarımda çocukluğumu görmüyorum. Bir rüyanın rüyası kolay görülmüyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...eğer insanlar -niçin böyle yaratılmış olduklarını Tanrı bilir- imgelemleriyle geçmişteki kederin anılarını çağrıştırmak uğruna bu denli çaba gösterecekleri yerde, kayıtsız bir şimdi'ye katlansalardı, çektikleri acı daha az olurdu.
Beklemek, romantizmin cenaze törenidir. Çünkü duyguların kök salacağı gönül zeminini erozyona uğratır.
Sayfa 268Kitabı okudu
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam