Neden bu kitabın adının Peri Masalı?
King neden böyle bir kurgu tercih etti acaba? İstese peri masallarına benzemeyen bir dünya yaratıp Charlie’yi oraya yollayabilirdi. Bu seçimin hikâyeye katkısı neydi? Peri masallarının parodisini yapmadığı açık. Onları dönüştürmediği de aşikâr. Modern bir yorum da getirmemiş. Neden Charlie çok açık bir biçimde
Bir kitaba ancak bu kadar detaylı bir inceleme yapılır, emeğinize sağlık. Tek kelime kaçırmadan okumuşsunuz, kaçırdığım yerleri sizden okudum iyi ki yazmışsınız, ayakta kalan yerleri oturttum kafamda 😊
Teşekkürler
Sizlere “bir varmış bir yokmuş” ile başlayan bir masal anlatacağım. Dünya pandemi ile boğuşurken, eve kapandığı dönemde kafasındaki çılgın bir fikri uygulamak isteyen yaşı epey ilerlemiş bir yazar, çalışma masasına geçti ve sihir yapmaya başladı.
Çocukluğunuzda hepiniz bir çok masalı ya dinlemiş ya da okumuşsunuzdur. Masallar bizlere çocukların
Bu iki kitap da aynı yazara ait: Adam Johnson
George Orwell Arkadaşımdı - Yüz Kitap
Yetimlerin Efendisi'nin Oğlu - Pegasus Yayınları
Ama kendi adıma Yüz Kitap yayınladı diye öykü kitabını daha çok önemsedim, Pegasus'un yayınladığı roman ise hiç dikkatimi çekmedi, sıradan bir çok satar saydım. Yayınevlerinin duruşları okur algımızı ne kadar etkiliyor?
Aslına bakarsanız bu kitaba bir inceleme yazmayacaktım ama…bu kitabın bir incelemeye ihtiyacı var.
Bizler aşırı ‘başarı’ güdümlü değerler zincirinin üyeleri olduk çıktık. Acıdır ki, başarı dediğimiz şey de, servet ile ilişkilendi. Değerler de zıvanadan çıktı. Son satırda; paran varsa başarılısın…yoksa, masal anlatma.
Dünyaya Nasıl Hükmedersin size bu devranın sürüp sürmeyeceği ile ilgili fikir veriyor…üstelik bunu salt mesaj bazında değil gayet bağıra bağıra altını çize çize anlatıyor.
Yetmez,
Başarısızlık psikolojisini birinci elden sunuyor. Bir psikolog açısından bu yönü ile eşsiz bir kaynak niteliğinde.
Feyyaz Yiğit çok benziyor. Anlamak için kapasite gerektiren bir mizah türünden bahsediyorum. Baz komiklikten oluşmuyor, komik olan bambaşka bir espri, durum, hâl, söyleme şekli. Hele Cenaze ile ilgili bir tanım var ki orada koptum. Fakat kitap içinde bu ofansif mizah öğesi var…yani komik olmayan komik anlatı mevcut. Hepsi bu. Vaadler arasında mizahi olması yok.
Kurgu…karasız kaldığım tarafı. Aslında sona doğru akışkanlık bozuldu. Sonda toplandı ama…buna gerek yoktu. Aradaki detaylar…kafa karıştırıcıydı.
Eğer
Olduğu Kadar okuduysanız ve beğendiyseniz…bu kitaba bayılacaksınız. Bir de şu kutsal Biz Başarılıyız, Başarmalıyız, Başaracağız tayfasına uyuz oluyorsanız…gene hoşunuza gidecek.
Velhasıl kütüphanede enteresan ve arada göz atmanın çok yararlı olduğu eserler rafına kaldırılır…alkışlarınızla…
Gökçe Köse
Her şey yolunda iken birgün Elektiriklerin gittiğini düşünün.Bir daha asla gelmese.Ne yapardınız?Düşünmesi bile korkunç dimi işte hikayemizde Nükleer bir savaş sonrası Mona, Dylan ve Annesinin hayatta kalma mücadelesini okuyacaksınız.
Annesi ile bir anlaşma yapar ve Dylan şimdiki zamanı Anneside Son ‘dan önce’ki hayatlarını yazıcaktır.
Hayatta kalmak için artık yapmaları gerekenleri çok iyi biliyorlardı...
Saklanacak yer yoktu. Bilgisayarların,elektriğin,telefonların ve internetin artık olmadı bir Dünya.
.
Oldukça düşündürücü, olması muhtemel olan olayları okuyacaksınız. 2019 yılında Galler ödülünü almış kitabımız.Anlaşılır bir dille yazılmış ,kısa bir çırpıda okunan bir kitap.
.
“İnsanlar konuştukları gibi yazmazlar.İşte bu yüzden kimse yazmayı sevmiyor.”