Hiçbir ölüm Son Peygamber’in ölümü kadar boşluk bırakmadı bu dünyada. Hiçbir ayrılık, yalnızlığı bu kadar büyütmedi.
Sayfa 45Kitabı okudu
Hz. Peygamber öyle bir aynaydı ki ashabı için, dıştan nasıl görünürlerse görünsünler hakikatleri yansı- yordu orada. Huzurunda Kur'ân okunan bir gün kârinin sesi ve okuyuşu o kadar etkileyiciydi ki Abdurrahman b. Avf dışında herkesin gözleri doldu. Kıraat tamamlandıktan sonra şöyle yansıdı hakikat Hz. Peygamber’in aynasında: "Abdurrahman b. Avf'ın gözü ağlamıyorsa da kalbi ağlıyor. "
Sayfa 90Kitabı okudu
Peygamber'in sorusunu duydu: "Hendek Savaşı sırasında kim Kureyza Kabilesi'ne gider de onlarla savaşır?" Üç kere yinelenmişti soru ve sonunda cevap babasından gelmişti: "Ben giderim!" Bir savaşın yorgunluğu daha üzerindeyken yeni bir savaşı göze almıştı Zubeyr. İşte o mübarek söz bu cevap üzerine gelmişti Kâinatın Efendisi'nden: "Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim Zubeyr'dir."
Sayfa 125Kitabı okudu
“Mümin müminin aynasıdır.”
Peygamber dostlarının aynası, dostları Peygamber’in.
Amin
“Allah’ım! Tükenmeyen bir iman, sonsuz gerçek nimetler ve kesintisiz bir ışık ver bana. Beni cennette Peygamber’in dostu yap.
Sayfa 229Kitabı okudu
"Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim Zubeyr'dir."
Hiçbir ölüm Son Peygamber’in ölümü kadar boşluk bırakmadı bu dünyada. Hiçbir ayrılık, yalnızlığı bu kadar büyütmedi.
Sayfa 45Kitabı okudu
Hiçbir ölüm Son Peygamber’in ölümü kadar boşluk bırakmadı dünyada.Hiçbir ayrılık, yalnızlığı bu kadar büyütmedi.
Hz. Fatıma; Peygamberin Kızı
En küçük kızıydı Nebî’nin.
Aydınlık yüzlü bir kız!
Sonra büyüdü, genç kız oldu.
İffetli bir kız!
Bu yüzden “Betül” dendi ona.
Sayfa 53 - ŞuleKitabı okudu
Onlar Peygamber’in aynasında seyrettiler kendilerini…
Sayfa 12 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Hiçbir ölüm Son Peygamber’in ölümü kadar boşluk bırakmadı dünyada.Hiçbir ayrılık, yalnızlığı bu kadar büyütmedi.
Hiçbir ölüm Son Peygamberin ölümü kadar boşluk bırakmadı dünyada. Hiçbir ayrılık, yalnızlığı bu kadar büyütmedi. O’nu sevenler, O’ndan kalan her sözü ve hatırayı sevdiler. “Canından çok sevmek” onların hayatlarında bir söz değil, bir fiil olarak yer aldı.
Sayfa 45