Geçmedi yare sözümüz
Yollarda kaldı gözümüz
Yere sürüldü yüzümüz
Böyleymiş kara yazımız
Çiçekler açılmaz oldu
Pınarlar içilmez oldu
Yar bize gülmez oldu
Böyleymiş kara yazımız.
Yalnız ona yar demiştik
Onda bir şey var demiştik
O bizi anlar demiştik
Böyleymiş kara yazımız.
Hey gönül gene bu gece
Kederim geceden yüce
Gel susalım beraberce
Böyleymiş kara yazımız
Bu akşam rüyamda Leylâ'yı gördüm,
Derdini ağlarken yanan bir muma;
İpek saçlarını elimle ördüm,
Ve bir kement gibi takdım boynuma,
Bu akşam rüyamda Leylâ'yı gördüm.
Leylâ.. Elâ gözlü bir çöl ahûsu,
Saçları bahtından daha siyahtır.
Kurmuş diye sevda yolunda pusu,
Döktüğü göz yaşı, çektiği ahdır.
Leylâ.. Elâ gözlü bir çöl ahûsu.
Bir damla inciydi kirpiklerinde,
Aşkın ıstırapla dolu rüyası
Bir başka güzellik var kederinde
Bir başka âlem ki ruhunun yası,
Sessiz incileşir kirpiklerinde.
Rengi, inançları, varlığı, dili ve dîni bizden farklı olanları da kendimiz gibi insan olarak görmeyi öğrendiğimiz zaman ne din, ne politika, ne de gelişmişlik ve geri kalmışlık yüzünden insanların birbirleri ile didişmelerine neden kalmayacaktır.