Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gece Yürüyüşü

Rockfeller dünyayı boğazından yakalamak için çalışmalarına hiç ara vermedi. O yıllarda... Amerika Gıda ve İlaç Dairesi/FDA henüz bu tavukları sağlık açısından test etmemişti. Ve henüz test edilen tavukların yüzde 50'sinin karaciğerinde "inorganik arsenik" bulunduğunu ve bu maddenin kanserojen kimyasallar arasında en zehirlisi olduğunu açıklamamıştı. Tavuk yemine "arsenik" kasten konulmadığını mı düşünüyorsunuz? Mesele sadece tavuk katliamı değil, anlamıyor musunuz?..
Sayfa 148 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Türkiye hem Akdeniz ve hem Asya'da bulunup yumurtacı ve etçi tavuklara sahipken, nasıl oldu da ülkemiz ithal "hibrit tavukların" pazarına dönüştürüldü?
Sayfa 139 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Avrupa ülkeleri antibiyotik kullanımını yüzde 50-80 oranında azaltmayı başardı. Merak etmeyin bizdeki pazarı 10 yıl daha sömürüp bizi de serbest bırakırlar! Kapitalist düzen ve yerli işbirlikçileri tavukçuluğumuzu vahşice sömürmeye devam ediyor. - Yerli aşı üretiyorduk, yok ettiler. - Reçete yazıyorduk, “gerek yok” dediler. - “Yemde antibiyotik yasak” dedik, “suya katın” dediler. - “Lezzeti yok” dedik, “susun” dediler. - Ben size, "lezzeti hijyeni, kaliteyi garanti edeyim" desem, "yazı" olmamı isterler! Tavuklar lezzetsiz... Halk şikayetçi...
Sayfa 136 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Akademisyen; doçent doktor Murat Gülmez (Veteriner Gıda Hijyenisti)Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Endüstriyel Tavuklar
Sistem özünde şudur: Civcivi güneşe çıkartmazsanız, kemikleri sağlıksız gelişeceği için sadece et yapar. Civcivlerin yaşamının ilk haftası boyunca ışıkları yaklaşık 24 saat açık bırakırsanız, bu onları daha çok yemeye teşvik eder. Sonra ışıkları kısa bir süre kapatır ve günde sadece 4 saat hayatta kalmalarına yetecek uyku süresi verirsiniz. Bu işkencedir. 
Sayfa 130 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
(Ço­cuk­la­rı il­köğ­re­tim­de oku­yan bir an­ne­nin uya­rı mek­tu­bu­) “Bi­lin­di­ği gi­bi sağ­lık­lı ta­rım uy­gu­lan­ma­yan ta­rım ürün­le­ri, zi­ra­i ilaç­lar­dan kay­nak­la­nan, yı­ka­may­la bi­le geç­me­si müm­kün ol­ma­yan kan­se­ro­jen ka­lın­tı­lar içer­mek­te­dir. Ar­tık mey­ve ve seb­ze­ler da­hil, bu ta­rım ürün­le­ri­ni göz gö­re
Sayfa 127 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
GDO'lu ürünler yüzünden kızlarımız 6 yaşında regl oluyor. GDO'lu ürünler yüzünden insanlarımız 30-40 yaşında kanserden ölüyor. GDO'lu ürünler yüzünden her 7 aileden biri doğuramıyor. Kaç nesil çürütülüyor… Hiç mi sorumluluk duymuyorlar?
Sayfa 125 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Soner Yalçın'ın Sözcü gazetesinde kaleme aldığı makaleden bir kesitKitabı okudu
Hz. Muhammed'in “komşusu açken, tok yatan bizden değildir” sözünü şöyle değiştirebilir miyiz: “Komşusu GDO'lu yiyeceklerle zehirlenirken; doğal yoldan beslenen bizden değildir!” Ey tarih bunu böyle yaz..!
Sayfa 124 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Soner Yalçın'ın Sözcü gazetesinde kaleme aldığı makaleden bir kesitKitabı okudu
(Soner Yalçın'ın Sözcü gazetesinde kaleme aldığı makalenin bir bölümü) Skandal… Skandal… Ne yazık ki siyasetin gündeminde bu skandal yok. Oysa bu, insan sağlığının hiçe sayıldığının net olarak ispatıdır. Kimse sesini çıkarmıyor… Oysa bu, “hep bana/hep aileme” anlayışının net olarak ispatıdır. Susuluyor… Konu, tavuk olduğu için… Konu, bıldırcın olduğu için… Konu, sebze olduğu için… Konu yemek-içmek olduğu için herhalde önemsenmiyor/küçümseniyor! Ne büyük hata..! Evet, Ak Saray'daki tavuk-bıldırcın kümeslerinden; Ak Saray bahçesinde yetiştirilen sebzelerden bahsediyorum. Böyle bir Cumhurbaşkanı olur mu? Millete yedirdiğini kendi yemiyor. Millete yedirdiğini ailesine yedirmiyor.
Sayfa 123 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Araştırmalar gösterdi ki: Kendilerine tercihi imkânı verildiğinde, hayvanlar bile GDO'lu gıda yemekten sakınıyor. Ama. İnsana yediriyorlar..
Sayfa 111 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Sadece bitkiler değil. Arpad Pusztai ve diğer bilim insanları, GDO'lu yemlerle beslenen hayvanların sonuçları karşısında şoke oldu. Örneğin... - Büyüme hormonu "rBGH" enjekte edilen ineklerden elde edilen sütün içerisinde, göğüs, prostat, kolon, akciğer kanser risklerini doğuran IGFI hormonu yüksek düzeyde bulunmaktaydı. Şu uyarıyı yapmalıyım: Çocuklar, yetişkinlerle kıyaslandığında tehlikelere daha çok acıktır, özellikle de içerisinde ciddi miktarlarda "rBGH" işlenmiş süt içenler! Bir diğer endişe kaynağı ise, GDO'lu gıdaları yiyen hamile kadınların bu şekilde normal cenin gelişimine zarar vermeleri ve sonraki kuşaklara geçen gen ifadelerini değiştirmeleridir..
Sayfa 111 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
GDO en basit tanımıyla “böceği yok eden genin” transfer edildiği mısır ve bu mısır, insana-hayvana yedirilmeye başlandı!
Sayfa 104 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Genetiği değiştirilen ilk organizmalardan biri mısır oldu!
Sayfa 103 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Türkiye, nişasta bazlı şeker / mısır şurubu için "şeker cehennemine" dönüştürüldü..
Sayfa 98 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Avrupa'da kişi başına nişasta bazlı şeker tüketimi 1-1.5 kilo... Türkiye'de ise 6 kilo civarında! Ve ne acı ki sürekli artıyor...
Sayfa 96 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Türkiye'de ithal edilen yapay tatlandırıcıların yüzde 5'i sağlık alanında ve yüzde 95'i ise gıda sektöründe kullanılıyor. Şekerleme, bisküvi, kahvaltı gevrekleri, çikolatalar, naneli şekerler, meyveli içecekler, düşük kalorili besinler, baklava, reçel, helva, sütlü tatlılar, konserve bezelyeler, gazlı içecekler, sakızlar, meyveli yoğurtlar, dondurmalar, diyabet ürünleri ve sporcu içecekleri yapay tatlandırıcı içeren bazı besinlerdir... Gıda düzeni "yaratıcıları" biliyorlar ki; beynimiz doymak bilmez bir şeker bağımlısı. Yapay tatlandırıcı dayıyorlar..
Sayfa 96 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
28,9bin öğeden 27,9bin ile 27,9bin arasındakiler gösteriliyor.