"Sırf yaşça benden büyük olduğunuz ya da dünyayı benden fazla gördüğünüz için bana karşı buyurgan davranmaya hakkınız olduğunu düşünmüyorum efendim. Üstünlük iddianızda haklı olup olmamanız zamanı ve deneyimleri nasıl kullandığınıza bağlı."
Toplumumuz belli yaşa gelip evlenmemiş kadınların bu durumunu kişisel bir başarısızlık olarak görme eğiliminde. Belli yaştaki evlenmemiş erkeklerinse henüz tercihte bulunmadığı düşünülüyor yalnızca.
Erkeklere yaptığımız en kötü şey onlara çocukluklarından itibaren sert biri olmaları gerektiğini hissettirmek. Bir erkek kendini ne kadar sert olmak zorunda hissediyorsa, egosu da o kadar zayıftır.
Uzun zaman sonra geri dönmek sizi delirtir çünkü geride bıraktığınız insanlar sizin değişmiş olduğunuzu kabul etmezler ve size her zamanki gibi davranır, sizi umursamaz olmakla suçlarlar. Aslında sadece artık farklısınızdır.
Yavaşça kitabı kapadım. Belli ki berbat bir komplonun içine düşmüştüm.
Dünyada kadınlar vardı.
Dünyada erkekler vardı.
Ve canavarlar vardı.
Bir canavarla evlenirsen ne yapacaktın?
Öpmek her zaman işe yaramıyordu.
Ayrıca canavarlar becerikliydi de. Kendilerini sizin benim gibi gösterebiliyorlardı.
Kırmızı Şapkalı Kız’daki kurt gibi.
Neden bunu bana kimse anlatmamıştı? Yoksa kimse bilmiyor muydu?
Bu bütün dünyada kadınların bütün saf halleriyle canavarlarla evlendikleri anlamına mı geliyordu?