Ne itiraz etti, ne sabırsızlık belirten bir hareket sergiledi, ne de sinirli bir tavır takındı; tıpkı rüya gördüğü sırada rüya gördüğünün bilincine varan biri gibiydi: O sırada kimsenin onu etkileyemeyeceğinden, belli bir müddet sonra uyanacağından ve rüyanın havaya karışan duman misali arkasında hiçbir iz bırakmadan dağılıp gideceğinden emin olmanın dışında hiçbir şeyin önemi yoktu.