Bugün kedim Fadıl kayboldu diye yirmi saat gözyaşı döktüm meğerse evdeki tadilat sesinden korkup balkondaki araya saklanmış. Eve geldim çaresizce Fadıl diye seslendim bir ümit yani. Miyavladığı duyduğum an dünyalar benim oldu ya. Bir çıktım balkona küçük emrah gibi bana bakıyor. Kurbaneyy kurbaneyyy
Güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa
Çiçekler solup solup tekrar açıyorsa
En derin yaralar kapanıyorsa
En büyük acılar unutuluyorsa
Neden korkulur hayatta söyleyin bana
İçine doğduğumuz toplumun kuralları, âdetleri, töreleri, inançları, övdüğü ya da yerdiği her şey yüzlerce hatta binlerce yıl öteden kolektif bilinçdışı adını verdiğimiz, oldukça esrarlı bir yolla bizlere kadar intikal edebiliyor. Biz hiç fark etmeden o binlerce yıl öteden gelen izler duygularımızı, kararlarımızı, seçimlerimizi, doğrularımızı, yanlışlarımızı etkileyebiliyor. Biz onun sesini, bize fısıldadıklarını duymasak da onun çizdiği yolun dışına çıktığımızda verdiği cezayı iliklerimize kadar hissediyoruz.
Biri tarafından çok sevilmek yüceltir bizi, kişiliğimizi etkiler, adeta kaderimizi değiştirir. Bambaşka biri oluruz o aşk, o sevgi sayesinde. Hiç sevilmeden bu dünyadan göç edenler için ise ne büyük kayıp!