Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melike Sağdıç

Melike Sağdıç
@sadmelike
İstanbul
81 okur puanı
Eylül 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
86 günde okudu
Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi
Başka Türlü Bir Yaşamın ÖzlemiGürkan Can Kaya
9.5/10 · 68 okunma
Reklam
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
86 günde okudu
Bu yüzyılın en iyi kitabı
Kitabı çok beğendim buraya nasıl anlatacağımı bilmiyorum. İçimdekileri tam olarak yansıtamayacağım ama lütfen okuyun. Bir an önce okuyun. Kitabın adını ilk gördüğümde çok ilgimi çekmişti Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi bir duygu olarak oturmuştu içime. Biraz inceleyince hemen gidip kitabı sipariş ettim. İyi ki etmişim Yazara büyük bir hayranlık duydum. Zekasına hayran kaldım. Cümlelerine hayran kaldım. Kalemine hayran kaldım. Yaşı çok genç ama her şeyi okumuş her şeyi araştırmış sanki. Ama gidip kendini yazmış kendi penceresinden anlatmış her şeyi. Kitabın psikolojik tespitleri şaşırtıcıydı. Kadın psikolojisi, erkek psikolojisi, kitle psikolojisi, yalnızlık, çürüme, yorgunluk... Yazar her şeyi anlatmış. Her şeyden bahsetmiş. İnsanları ne ara bu kadar fazla gözlemledi nasıl bu kadar genç yaşta böyle tespitlere vardı anlamak çok zor. Hayranlık duymamak elde değil. Kurgusu da mükemmel bir kitaptı. Her sayfanın içine gömüldüm. Kullanılan imgeler o kadar yerindeydi ki kitabın büyüsü sizi hemen içine çekiyor. O karakterlerden biri oluyorsunuz. Hikmete bayıldım. Hayatını anlattığı bölümde kendimden geçtim. Kitabın sonunda Hikmet için ağlayışıma hala şaşırıyorum. Anlatım teknikleri çok özgündü. Başka hiçbir yerde görmediğim betimlemeler gördüm. Karakterlerin düşünceleri hem aşırı karamsar hem de aşırı sıcaktı. Garip bir duyguyla sürüklendim kitabın içinde. Kalemine aklına sağlık
Gürkan Can Kaya
Gürkan Can Kaya
Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi
Başka Türlü Bir Yaşamın ÖzlemiGürkan Can Kaya · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202368 okunma
Ben kendimi oynamayı bırakamadım, kendim olamıyorum. Yaşıyorum, dedi Tolga, ama yaşadığımı yalnızca izleyenler söyleyebilir. Bana kalırsa yalnızca bir seyirciyim – kendime bile.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tek cümlede nasıl anlatabilirsin bunu...
Kapalı gözlerinin ardındaki karanlıkta, acabalar denizinde savruluyorken ve boşanırken yaşlar gözlerinden, titreyen parmağının ardındaki tetiği çekti – Başka türlü yaşayabilirdim olan son düşüncesi ve hıçkırıkların arasından dökülen son nefesi silah sesiyle beraber odanın içinde donuklaşarak asılı kaldı...
Ölümden hiç bu kadar korkmamıştım
Ölüm geliyordu, ölümün sesini işitiyordu yaşamak isteyen kulakları. Ölümün nefesini hissediyordu yaşamak isteyen teni. Ve en kötüsü; yıllardır yaşamdan ölüme çevrilen gözleri, şimdi ölümden yaşama çevrilmişlerdi. Şimdi en baştan yaşasaydım… Her şeyi bambaşka yapabilseydim… Ne yapabilirdim? Yapardım bir şeyler, yeter ki tekrardan yaşayayım. Ölüme saatler kala dakikalar ne kadar acıtıyormuş insanı. Başka türlü yaşamalıydım. Başka türlü olabilirdi. Neden böyle yaşadım, neden böyle ölüyorum? Başka türlü de ölebilirdim… Hızlanan nefesiyle beraber düşünceleri de hızlandı. Kalbi küt küt atıyordu ve tüyleri diken dikendi. Gözleri yaşların arasından parlak bir maviye bürünmüştü, yaşamın pınarına dalmak istiyorlardı – karşılarında ölümün karanlığını görmelerine rağmen…
Reklam
Kucak dolusu kütüphaneler taşıdım odamın yalnızlığına. Kim bilir, kaç sahafın tozu yapıştı ayaklarımın altına? Ya hatıratımın çırılçıplak mahzenleri? Bu senfoniyle hışırdayan yaprak sesleri, bu parmak uçlarımda gezinen harfler, bu tahayyülümü kanatlandıran kitap manzaraları; söyleyin, o mahzenlerin rutubetini havalandırabilir mi? Çoğu zaman ölümün gurubuna denk düşüyor tahayyülün tan’ı. Aklımda şimşek şimşek şafak sökerken bu isteksizlik, bu kendini beğenmiş ölgünlük niye?
Gecenin en sessiz saatlerinde, yaşamın en gürültülü düşünceleri sağır ediyordu Hikmet’i. Yaşayamadım, diyordu ağlayarak. Bana tanınan bu hakkı kullanamadım. Yaşadım diyebilmek için çırpınıp durdum, yine de beceremedim. Öleceğim, ne olacak bana? Bir kere yaşayabilirdim, sonrasının olmadığını bilmeme rağmen bu bir kerelik hakkımı kullanamadım.
Melike Sağdıç tekrar paylaştı.
Oha noluyo
Yaşadım diyebiliyor muyum, diye düşünüyordu bir yandan. 83 yaşında, bir yanım ölümün soğuk pençesindeyken dönüp ardıma baktığımda yaşadım diyebilir miyim? Bütün yaşadıklarım acınası bir çırpınma değil mi yoksa? Koca bir serüven bitiyor, 83 yıllık hayatımın son nefesleri… Ve geriye kalan koca bir pişmanlıklar yığını. Yaşayamadıklarımın pişmanlığı...
Ben kendimi oynamayı bırakamadım, kendim olamıyorum. Yaşıyorum, dedi Tolga, ama yaşadığımı yalnızca izleyenler söyleyebilir. Bana kalırsa yalnızca bir seyirciyim – kendime bile.
böyle son mu olur
Kapalı gözlerinin ardındaki karanlıkta, acabalar denizinde savruluyorken ve boşanırken yaşlar gözlerinden, titreyen parmağının ardındaki tetiği çekti – Başka türlü yaşayabilirdim olan son düşüncesi ve hıçkırıkların arasından dökülen son nefesi silah sesiyle beraber odanın içinde donuklaşarak asılı kaldı...
Reklam
Hayır Hikmet hoca kendine gel
Ölüm geliyordu, ölümün sesini işitiyordu yaşamak isteyen kulakları. Ölümün nefesini hissediyordu yaşamak isteyen teni. Ve en kötüsü; yıllardır yaşamdan ölüme çevrilen gözleri, şimdi ölümden yaşama çevrilmişlerdi. Şimdi en baştan yaşasaydım… Her şeyi bambaşka yapabilseydim… Ne yapabilirdim? Yapardım bir şeyler, yeter ki tekrardan yaşayayım. Ölüme saatler kala dakikalar ne kadar acıtıyormuş insanı. Başka türlü yaşamalıydım. Başka türlü olabilirdi. Neden böyle yaşadım, neden böyle ölüyorum? Başka türlü de ölebilirdim… Hızlanan nefesiyle beraber düşünceleri de hızlandı. Kalbi küt küt atıyordu ve tüyleri diken dikendi. Gözleri yaşların arasından parlak bir maviye bürünmüştü, yaşamın pınarına dalmak istiyorlardı – karşılarında ölümün karanlığını görmelerine rağmen…
Kucak dolusu kütüphaneler taşıdım odamın yalnızlığına. Kim bilir, kaç sahafın tozu yapıştı ayaklarımın altına? Ya hatıratımın çırılçıplak mahzenleri? Bu senfoniyle hışırdayan yaprak sesleri, bu parmak uçlarımda gezinen harfler, bu tahayyülümü kanatlandıran kitap manzaraları; söyleyin, o mahzenlerin rutubetini havalandırabilir mi? Çoğu zaman ölümün gurubuna denk düşüyor tahayyülün tan’ı. Aklımda şimşek şimşek şafak sökerken bu isteksizlik, bu kendini beğenmiş ölgünlük niye?
Aşşırı duygusal
Gecenin en sessiz saatlerinde, yaşamın en gürültülü düşünceleri sağır ediyordu Hikmet’i. Yaşayamadım, diyordu ağlayarak. Bana tanınan bu hakkı kullanamadım. Yaşadım diyebilmek için çırpınıp durdum, yine de beceremedim. Öleceğim, ne olacak bana? Bir kere yaşayabilirdim, sonrasının olmadığını bilmeme rağmen bu bir kerelik hakkımı kullanamadım.
"Tanrının ışığından bir taç..."
Suratını ekşitti. Sahiden, çağın bir yankısından ibaretti o. Tek bir ayırıcı özelliği olmayan, neslin birbirini takip eden adımlarından bir tanesi. Ve ben gidip onun saçlarına Tanrının ışığından bir taç yerleştirmiştim… Kendinden tiksindi. Bütün bir çağdan tiksinircesine tiksindi kendisinden.
311 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.