Bugün “İskoçya’da regl ürünlerini ücretsiz sağlamayı öngören yasa tasarısı kabul edildi.”
Amaç Regl yoksulluğu ile mücadele etmek.
“kadınların hijyen ürünlerine maddi sebeplerden dolayı ulaşmakta zorluk çekmesine deniyor” regl yoksulluğu.
“Türkiye’de özellikle sosyo ekonomik bakımdan dezavantajlı olan tarım işçileri, mülteciler gibi grupların çoğu için hijyenik ped gibi menstrual ürünler lüks ve erişilemez. Hijyenik ürünlere erişemeyen pek çok kadın ve kız çocuğunun paçavralar, gazete parçaları, hatta yapraklar kullanarak regl dönemlerini atlatmak zorunda kalıyor, bu nedenle enfeksiyonlar ve ciddi sağlık sorunları yaşıyorlar.”
Tüm bunların yanında regl tam bir tabu. Kız çocukları bu konuda konuşamıyor, soru soramıyorlar. Susamak, acıkmak gibi temel fizyolojik bir olay hakkında bilgi alamıyorlar. İhtiyaçlarını karşılayamıyorlar.
Bazılarına önemsiz/ basit bir olaymış gibi geliyor bu söylediklerimiz. Hijyen ürünlerine ulaşamayan kadınlarda üreme sistemi enfeksiyonu ve servisit (rahim ağzı enfeksiyonu)‘e yakalanma riskinin yüksek olduğunu hatta şiddetli servisit nedeniyle bazılarının rahimlerinin alınmak zorunda olduğunu biliyor musunuz? Kenya’da hijyenik ped karşılığında çocukların cinsel ilişkiye zorlandığını biliyor musunuz mesela ? Kuzey Hindistan’da regl olmaya başlayan kız çocukları okulu bırakıyor.
Hijyen ürünleri lüks değildir. Para ile satılması kabul edilemez. Devlet bu ihtiyacı karşılamakla yükümlü olmalıdır.
Bu bir incelemeden çok dertleşmedir. Allah bütün hastalara acil şifalar versin...
Bu kitabı ilk (23 Kasım) okumaya başladığımda , hayatımda her şey mükemmel gidiyordu. Fakat finalini soğuk bir hastane koridorunda doktoru beklerken yapacağım hiç aklıma gelmezdi. Babamın geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaklaşık 5 gündür hastanede yatıp
AŞK
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
İlber Ortaylı ile birlikte yeni kitabının lansmanı için özel bir etkinlikte bir araya geldik! 🤓
Cumhuriyet’in 100. yılına girdiğimiz bugünlerde bize yeni çıkmış olan
Cumhuriyet'in Doğuşu kitabının içeriği hakkında bilgi verdi. Cumhuriyet’in bir tek Sovyetler zamanındaki Rusya’da ve Türkiye’de uygulanabilmiş olmasının öneminden, eğitimde ve sağlık hizmetlerinde sağladığı eşitlikten bahsetti. Ayrıca %10 oranında okuryazar olan bir toplumun yıllar geçtikçe nasıl büyük oranda okuma yazma öğrendiğini de anlattı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’i kabul ettirmekteki başarısına odaklanılan lansmanda, o dönemde karşısına çıkarılan engelleri de dinledik kendisinden. Dile kolay, üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen hâlâ ismi ve fikirleriyle hayatımıza etki edebilen bir önderden bahsediyoruz sonuçta.
Konumuz sadece Cumhuriyet de değildi. Bir ortamda İlber Hoca varsa orada pek çok şeyden de bahsedilebiliyor. Mesela ülkemizdeki eğitim sisteminin nereye doğru gittiğinden ve gereğinden fazla sayıda açılan üniversitelerin ortaya çıkardığı niteliksizlik sorunundan da bahsetti kendisi.
Düşünün ki, Almanya’da sadece 40 tane hukuk fakültesi olmasına rağmen bu sayı çok diye tepki gösteriliyormuş. Ama bizde bu sayı 2 katından da fazla olduğu için niteliksiz mezunların da artmasının kaçınılmazlığından bahsetti.
Her ne kadar bazı kitaplarında gerçekçilikten uzak öneriler verdiğini düşünsem de kendisi bu ülke için önemli bir entelektüel değer. Fırsattan istifade bende olan bütün kitapları için de imzaları kaptım tabii. Hem kim bilir, belki de ilerleyen günlerde beraber video bile çekeriz 🥳
instagram.com/p/Cz37wGKtG5q
Ahlak anlayışını edebi kurgu içinde ele alan Tolstoy'un okuduğum en iyi öykü kitaplarından birine imza atmış olduğunu söyleyebilirim.
Rus edebiyatının en iyi ismi olmakla kalmayıp kitaplarının popülerliğini ülkemizde de koruyor olması, beğenilmesinden değil, Oğuz Atay gibi popüler kültürün de bir kurbanı olduğunu rahatça söylemek mümkün.