Bütün dualarım onun için; hayallerimin karşısına onun görüntüsünden başka kimseninki çıkmıyor, etrafımı saran dünyadaki her şeyi onunla bir ilgisi varsa görüyorum.
Ruhumuzun kirlenmesi dolmadı mı
Gövdemizin kıvranması doymadı mı
Bir hınzır uyku bir şaklaban uyanıklık
Bir batında gecenin ve gündüzün kavranması
Bu nedir böyle gün mü günsüzlük mü
Hangisine kapıldık nerelere atıldık
Ne arıyordum bilmiyorum. Geçmişimi mi ? Geleceğimi mi? Tanrıyı mı? Bir kadın mı? Hikaye mi? Yaşayabileceğim bir ülke mi? Ölebileceğim bir kuytu mu? Hepsini mi? Hiçbirini mi? Aslında bütün o sokaklar ,koylar,yollar aynı yere çıkıyormuş: Kendine , sana . Varacağın nokta gene kendin oluyorsun Kendi huzursuzluğunu, özündeki yalnızlığını. Ama sonunda öğrendim! Özgür olmanın tek yolu , vicdanının rahat olmasıymış . Ancak vicdanı rahat bir insan özgür olabilirmiş. Dört duvar arasında hapsedilmiş bile olsa...
Hep birlikte çürümenin kitabını yazıyorduk ve ben , hayvanlar ve bitkiler dışında her şeyin; dünyayı bu hale getiren tüm insanlığın ve silahların üstüne tükürmek istiyordum!