Herkese merhaba, ramazan ayı için seçtiğim bu eserle yaptığımız yol arkadaşlığından bahsedeceğim biraz. Uzun zaman oldu evet, o yüzden bu yorumu heyecanla kaleme alıyorum Sezai Karakoç’tan ilk önce Diriliş Neslinin Amentüsü’nü okumuştum. Benim için duygu yüklü bir okuma olmuştu, çok sevmiştim. Sonra yazarın Diriliş Gazetesi’nde yayınladığı oruç yazılarının bir araya getirilmesinden meydana gelen Samanyolunda Ziyafet’i okumak istedim. Ramazan ayı vesilesiyle okuma fırsatı buldum. Bahsettiğim üzere, gazete yazılarının bir araya getirilmesiyle oluştuğu için, arka arkaya okunup bitirilecek bir kitap değil. Ben her gün birkaç bölüm okuyarak ilerlemeye çalıştım. Roman insanı olduğum için kısa yazıları arka arkaya okuyamıyorum beni tanıyanlar bilir. Bu sebeple parça parça okumak iyi geldi. Hatta ruhum huzur buldu diyebilirim. Oruç ibadetine karşı bambaşka bir bakış açısı kazandırdı. Ama bana kalırsa, yazardan henüz hiç kitap okumayan biri için başlangıç kitabı olmamalı derim. Sezai Karakoç’u yeni okumaya başlayan biri olarak önerilerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum şimdiden herkese keyifli okumalar dilerim kitapla kalın
Bu sene rutinlerimin değiştiği bir sene olacak. O yüzden hedefimi küçültüp istediğim kitapları zamana yayarak okumak istiyorum. Ben senenin ilk kitabını seçmeye gidiyorum. Herkese yaşamaya değer bir yıl dilerim.
Herkese merhaba, Bir Çöküşün Hikayesi iki öyküden oluşan bir kitap. İki öyküde de kendini ait hissetmediği bir yerde yaşamak zorunda bırakılan iki insanın hayatına konuk oluyoruz. Bambaşka hayatlar ama benzer iki trajik son. İnsanoğlu ait olmadığı yerde yaşlanır, tükenir. Kendini ait olduğu yerde hissederse çiçek açar. Belki de bu yüzden ne cevherler saklı kaldı, bilinmez. Bu yüzden herkese olduğu yeri yeşertebilecek bir mutluluk dilerim.
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 202077,1bin okunma
Merhabaaa,
Eğer herkes hazırsa çok farklı olduğunu düşündüğüm bir kitaptan bahsedeceğim. Türkçülük fikirleriyle tanınan Nihâl Atsız’ı Ruh Adam kitabı ile tanıma fırsatı buldum. Aşırı ideolojik bir kitapla karşılaşacağımı düşünürken büyülü gerçekçilik akımı ile yazılan psikolojik tahlil tadında bir kitapta buldum kendimi. Savunduğu doğrular uğruna mesleğinden edilen ve itibarsızlaştırılan Selim Pusat’ın hayatına konuk oluyoruz. İç muhakemelerle dolu zamanlar arası geçişler bulunan tarihimizden önemli şahsiyetlerle karşılaşacağımız bir kitap. Türk edebiyatında böylesine rastlamak beni ziyadesiyle sevindirdi diyebilirim. Bu kitaptan sonra Bozkurtlar’ı da okumak istedim. Yazardan başka kitap okuyan varsa önerilerinizi beklerim. Ruh Adam ise benim tüm kitapseverlere tavsiyem olsun. Keyifli okumalar, kitapla kalın.
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202126,8bin okunma
Sohbet ve arkadaşlık için her insan elverişli değildir. Nitekim Hz. Peygamber (a.s.m.) söyle demiştir:
"Kişi dostunun dini üzerindedir. Bu bakımdan sizden herhangi biriniz kimle dostluk yaptığını iyice düşünsün."
Herkese merhaba, Moliere’den okuduğum ikinci oyun Hastalık Hastası. Ve ben bu oyunu Cimri’den daha çok sevdim Hastalık hastası bir adamın kızını bir doktorla evlendirerek kendini ömür boyu garantiye almak istemesinden bahsediyor. Oysa kızı başkasına aşık, bu evliliği istemiyor. Babasını ikna etmeye çalışarak aşklarını evliliğe taşımak isteyen gençlerin yaşadıklarına şahit oluyoruz Güzel bir oyundu, tavsiye ederim herkese keyifli okumalar
Hastalık HastasıMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216,1bin okunma
“Kötülükleri gördükçe hayatta faziletli olarak kalınamayacağını kabul ediyor, kendisi bu yola asla giremeyeceği için yaşamaktan soğuyor, robot haline geliyordu.”