İnsanın kendi hayatına bakarken bağışlayıcı, umutlu bir perspektif belirleyebilmesi, kendi kendisiyle nasıl dost olacağını öğrenmesi cesaret ister, zira insanın başkalarına karşı bir sorumluluğu vardır: dayanmak.
Kafasının içinde hüzünlü ama garip bir şekilde rahatlatıcı ve bildik bir yere geri çekiliyor. İnsanlar onu (genelde olduğu gibi) hüsrana uğrattığında buraya saklanıyor. Kirsten kendini koruma ve savunma konusunda tam bir uzman; hayatının büyük bir bölümünü bu konuda pratik yaparak geçirdi.
Biraz daha iyi bir insan haline gelmesi, mümkün olan en sahici, en etkili yolla gerçekleşiyor: kötü davranışın uzun vadedeki sonuçlarını içeriden keşfetme şansına sahip olarak.
Acıklı bir biçimde özgüvensizlikten mustarip, ne kadar çekici olduğundan emin olmayan, başkaları için kabul edilebilir olup olmadığını tekrar tekrar öğrenmesi gereken erkekler ne çok tehlike arz eder.